Her ilin "eski çarşıları, pazarları" ve o çarşı, pazarlarda da "kentin en eski esnafı, tüccarı" bulunur. Böyle yerler, şehrin "canlı arşivi" gibidir. Samsun'un "Buğday Pazarı" da öyle bir yer. Buğday Pazarı'na gittik, "Beşler Kollektif Şirketi"ne girdik. Burası "1937'den beri vergi veren" bir işyeri. Kurucusu Remzi Petek. Sonra "ikinci kuşak" işin başına geçmiş. İkinci kuşak "beş kardeş." Şirket "Beşler" adını oradan almış. Şimdi "üçüncü kuşak" işini yürütüyor: Ömer ve Mustafa Petek kardeşler.
***
- Ömer, işler nasıl?
- İyi diyelim, iyi olsun.
- Mustafa, fiyatlar nasıl?
- Geçen yıl pirinci, kilosu 1 milyon 200 bin liradan satıyorduk... Şimdi fiyat yine aynı... Fiyatlarda artış yok.
***
Duvarda Süleyman Demirel'in resmi asılı.
Aile 1946 demokratlarından. Hep Demokrat Parti'ye, Adalet Partisi'ne, DYP'ye oy vermişler.
- Ya ANAP'a?
- Hayır... ANAP'a hiç oy atmadık. Allah'ın bildiğini sizden saklamayalım... 2002'de Tayyip beye oy attık... Yerel seçimde yine AKP'ye verdik.
- Söyleyin bakalım, neden AKP?
- Giden hükümete, geçen dönemin meclisine çok kızmıştık da ondan. Krizden, çıkardıkları af kanunundan dolayı.
- Şimdiki hükümet nasıl?
- Bu hükümete tanınan tolerans gelmiş geçmiş hiçbir hükümete tanınmadı... Kıymetini bilsin, işsizliğe çare bulsunlar.
***
- Önümüzdeki pazar seçim olsa, ne yaparsınız?
- Bizim ne yapacağımız önemli değil... AKP yine iktidara gelir.
- Neden?
- AKP'nin karşısında yeşermiş, dal budak salmış birini göremiyoruz... Siz ona alternatif diyorsunuz... Alternatif yok ki.
***
Buğday Pazarı'nda esnafın bir eli yağda, bir eli balda değil. Ama esnaf "yandık, öldük, bittik" diye isyanlarda da değil. Beklenti "işlerin açılması... İşsizliğin önlenmesi."
***
Beşler Kollektif Şirketi'nden çıkarken, son soruyu sorduk:
- Maliye'ye, SSK'ya, Bağ-Kur'a borcunuz var mı?
- Allah'a can borcumuz dışında, kimseye borcumuz yok... Zaten Buğday Pazarı'nda devlete borcu olan esnaf bulunmaz... Bu vatanı seviyorsan askerlikten kaçmayacaksın, vergi kaçırmayacaksın.