1994 seçimlerinde Prof. Necmettin Erbakan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı için düşündüğü isim Recep Tayyip Erdoğan değildi.
Ali Coşkun'du.
Refah Partisi'nin Genel Başkanı Erbakan "Ali bey" demiş:
- Parti yönetimindeki arkadaşlar da benim gibi düşünüyor... Sizi aday göstereceğiz.
Ali Coşkun hemen kendi "arkadaşlarını" aramış.
Korkut Özal'dan Abdülkadir Aksu'ya, Cemil Çiçek'ten Necati Çetinkaya'ya kadar pek çok tanıdığını.
Toplanmışlar.
Ortaya şöyle bir görüş çıkmış:
- Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı'nı istiyor... Uzun süredir bu konuda projeler hazırlıyor... Ancak Prof. Erbakan, Tayyip beyin yükselmesini istemiyor... Onun önünü kesmek için, başka aday çıkarıyor.
Bu "görüş" üzerine Ali Coşkun, "kararını" Prof. Erbakan'a bildirmiş:
- Hayır.
***
Dün Ali Coşkun'la hem "o günleri" konuştuk, hem de "İstanbul'u."
Bakan Coşkun dedi ki:
- Ben üç projeyi savundum... Hala savunuyorum.
1. İstanbul'a göçün önlenmesi.
Bunun için, göç veren bölgelere eğitim ve sağlık hizmetleri ile yatırım götürülmesi şart.
2. İstanbul'daki çarpık yapılaşmanın mutlaka önüne geçilmesi.
3. İstanbul'un Dünya Finans Merkezi yapılması...
Artık sanayileşmeye değil, kültüre ağırlık verilmesi lazım... Ve İstanbul'un Finans Merkezi olması.
***
Sohbetin sonunda "koyu Beşiktaş'lı Ali Coşkun'la" Fenerbahçe'nin büyü vakasını da konuştuk.
Ali Coşkun:
- Beşiktaş önceki sezon alnının teriyle şampiyon oldu... Beşiktaş'ın büyücüye, falcıya ihtiyacı yok.
- Yani Fenerbahçe'nin var mı?
Ali Coşkun, yakın dostu Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e bir taş fırlattı:
- Kesin bir şey söyleyemem... Bunu bilse bilse Cemil Çiçek bilir.