Sanayicinin biri dört yıl önce bir kamu kuruluşuna yazı yazmış:
- Şu konuda yatırım yapmak istiyorum... Kuruluşunuzun görüşüne ihtiyacım var.
Ve "görüş istediği hususları" sıralamış.
Aradan üç yıl geçmiş.
Kamu kuruluşu, sanayiciye cevap göndermiş:
- Hala bizden görüş bekliyor musunuz?
***
İnanması güç ama maalesef gerçek. Dün Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan gazeteye gelmişti.
Ondan dinledik.
- Sayın Başbakan'a da anlattım... Önce suratı asıldı, sonra da güldü.
***
Zafer Çağlayan:
- Koşuşturan bir hükümet var... Sorunlarımıza karşı duyarlı... Meclis, inanılmaz şekilde çalışıyor... Fakat bir konu var ki aşılamıyor... Sanki Çin seddi... Sanki duvar.
- Nedir o?
- Bürokrasi. "Çarşı, pazar... Yatırım... Ekonomi..."
"Sokaktaki vatandaş nasıl" diye sorduk.
Zafer Çağlayan "anlatayım" dedi. Ve anlattı.
Ankara'da bir karı-koca mahkemeye başvurmuşlar:
- Sürekli kavga ediyoruz... Evlilik artık çekilmez bir hal aldı... Boşanmak istiyoruz.
Boşanmışlar.
Kadına "SSK'dan emekli olan ölmüş babasından" maaş bağlanmış.
Karı-koca şimdi yine beraberler. Ama nikahsız olarak. Zafer Çağlayan:
- Bu şekilde o kadar çok naylon boşanma var ki... Sırf, ölen babadan maaş bağlatmak için.
***
Zafer Çağlayan ayrılırken "bir ricam var" dedi.
- Nedir?
- İşsizliği yazmaya devam edin... En önemli sorun bu... Ve en az konuşulan konu da bu... Hızlandırılmış tren gibi, hızlandırılmış ekonomik önlemler lazım... Yatırım, üretim ve ille de istihdam için.
***
Türkiye'de her hafta gündemi fazlasıyla dolduracak konu var.
"Yargıtay-MİT çekişmesinden" tutun da, "Fenerbahçe'nin büyüsüne" kadar.
Ama bir de "yıllardır değişmeyen gündem" var: "İstihdam."
Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan hükümetin "pek çok icraatını övdükten" sonra "ama" diye konuşuyorsa
"Ama işsizliğin ortadan kaldırılmasında bir arpa boyu yol alınamadı" diyorsa...
Bu konuyu "sık, sık yazmak gerek."
Yazmaya devam edeceğiz.