Berlin'in göbeğinde bir market. "Kapalı alanı" bin metrekare. Market "kaldırıma taşmış." Kaldırım "sebze, meyve sergisi." Burası "Anadolu Market." Sahibi Konya-Karaman'dan Sadık Koyak. Sadık Koyak "ODTÜ'den" mezun. "İşletme" okumuş. "Başarıyla" okulunu bitirmiş. Diplomayı çerçeveletip duvara asmış ve... "İş hayatına" atılmış. İlk yaptığı iş "bir pazarcının yanında çalışmak." Ondan "pazarcılığı" öğrenmiş. Sonra kendisi pazarcılığa başlamış. "Bugün" geldiği nokta: Berlin'deki iki pazaryerinde kendisine ait birer bölüm" var. Ve "üç de market." Biz sadece birini gezdik. Diğerleri de aynı büyüklükteymiş. Markette dolaşırken "müşterilere" baktık. On müşteriden sekizi" kadın. Ve yine on müşteriden "yedisi, sekizi Alman." Sadık Koyak Anadolu insanı. Uğrayıp, marketini gezdik diye memnun oldu, bize bir ikramda bulunmak istedi. Ve ramazan olduğu için, hemen eline bir poşet aldı. İçine mandalina, ananas, elma, armut koymaya başladı: - Yerken beni hatırlarsınız. - İyi de şimdi bunu nereye koyacağız?.. Ayrıca, otelde meyveyi ne yapacağız?.. Sağol... Akşama sen yersin. Biz bunları söyleyince Sadık Koyak "alındı... İncindi... Yüzü donuklaştı." "Üzülme" dedik. Elindeki poşeti aldık. Bu defa öylesine sevindi ki. Boynumuza sarıldı: - Yolunuz düşerse Karaman'a selam söyleyin... Hemşehrilerim beni merak etmesinler.