Patlamalar... Cesetler... Kopan kollar, bacaklar... Siren sesleri... Yaralılar... Çığlıklar... İtfaiye araçları... Ağlayanlar... Ambulanslar... İstanbul sanki bir "korku tüneli." Terörün "amacı" da bu zaten. Bir mega kenti, hatta bir ülkeyi "korkutmak." "Panik yaratmak." Türkiye'yi "tuzağa düşürmek." Aman "bu oyuna gelmeyelim." "Soğukkanlılığı" elden bırakmayalım.
***
Dün sabah Adalet Bakanı Cemil Çiçek'le sohbet ettik. Patlamalardan "yarım saat önce." "Geçen haftaki patlamaları" konuştuk. Çiçek "bilgiye çok çabuk ulaşıldı... Çözülmemiş bir şey kalmadı" dedi. Ve devam etti: - Şimdi sıra bağlantıların ortaya çıkarılmasında... Ve yakalanmalarında. Sonra da polisi övdü: - Polis olayı çözmede çok başarılı... Polisin hakkını teslim etmek lazım... Marifet, iltifata tabidir... Aksayan bir şey varsa, tabii ki eleştirilecek... Ama başarı varsa, onu da söylemek gerek.
***
Bakan'la sohbetten "az sonra" patlamalar olunca... Cemil Çiçek'in "aksayan bir şey varsa......." sözlerini anımsadık. İstihbaratta "bir şeyler aksıyor mu?" İstihbarat "zaaf içinde mi?" Dün "herkes" birbirine bunu soruyordu.
***
- Sayın Cemil Çiçek... Terör örgütlerinin uzantıları içimizde mi? - Bu, ucu açık bir konu.
***
Ucu açık, zira "uzantılar, aramızda." Böyle bir durumda "top, yine istihbaratta."
***
Seneler önceydi. Yine "bazı olaylar" olmuştu. Dönemin Başbakanı "güvenlik birimlerine... İstihbarat örgütlerine" bazı sorular sormuştu. "Önceden haberiniz olmuyor mu" diye. Ve soru sorduğu her ilgiliden "aynı yanıtı" alıyordu: - Efendim... Haberimiz vardı... Yazı ile makama arz ettik. Başbakan kızmıştı: - Ne demek makama arz etmek?.. Olayları, makam mı önleyecek?.. Sizlerin göreviniz ne?.. Bir araya gelmiyor musunuz?. Aranızda uyum mu yok?.. Makama arz etmeyi bırakın, olayları önlemeye bakın.
***
Bu Başbakan, "Yıldırım Akbulut'tur." "Hayattadır." Sorularsa "bu konuyu ayrıntıları ile anlatacaktır."
***
Bugün "güvenlik birimleri... İstihbarat örgütleri" arasında bir "kopukluk" mu var? "Uyumsuzluk" mu var? Bu konuyu "sorgulamak" şart.
***
Adalet Bakanı Cemil Çiçek dün sabah bize Türkiye iyi yolda" dedi: - Öylesine iyi yolda ki, Türkiye'nin yarını çok açık... 2004 yılı, 2003'ten çok daha iyi olacak... Enflasyon ve faiz düşmeye devam edecek... Demokratikleşme, hız kazanacak... Ekonomi düzelecek... Yeter ki beklenmedik olaylar, bazı tatsızlıklar olmasın.
***
Cemil Çiçek'le konuşmamızın üzerinden yarım saat geçmişti ki... "Korkulan" oldu. "Beklenmedik" olaylar. "Tatsızlıklar."
***
Atatürk'ün 70 milyonluk modern Türkiye'si "böyle olayların altında kalmayacak kadar" büyük ve güçlü. Yeter ki "paniklemeyelim." Ve olayları "sadece çözmekle kalmayalım." Türkiye'nin yarınını karartmak isteyenleri "bir an önce yakalayalım." "Yargının önüne" çıkaralım.
***
Belki "klasik bir söylem" olacak ama... Gün "birlik ve beraberlik" günü.