Berlin'deki Türk-Alman İşadamları Birliği Başkanı Bahattin Kaya "akşam baloya gideceğiz" dedi: - 250 kişi gelecek... Berlin'de olduğunuzu duyanlar, sizi de baloda görmek istiyorlar. Park Inn otelin, ikinci katındaki baloya gittik. Dans, müzik, eğlence derken... Mikrofondan bir anons: - Bir davetli, salonda fazla sigara içildiğini söylüyor... Rahatsız olmuş... Eğer sigara içilmeye devam edilirse, baloyu terk edip, evine döneceğini söylüyor. "Böyle bir anonsu" ilk kez duyuyorduk. Salondan ne tepki gelecek diye etrafa baktık. Öyle ya... Biri diyebilir ki "evine giderse gitsin." Ama öyle diyen olmadı. Herkes bir anda sigarasını söndürüverdi. Bizim için "ilginç bir gözlemdi."
BEŞ TÜRK
Baloda "siyasetçiler" de vardı. Hem Türk, hem de Alman. Türk siyasetçilerden biri de "Berlin, Eyalet Parlamentosu Üyesi" Dilek Kolat'tı. Berlin Parlamentosu'nda 141 milletvekili" var. Beşi Türk. Bu beş Türk milletvekilinin ikisi erkek, üçü kadın. Dilek Kolat, iktidar (SPD) milletvekili. Babası Nazif Demirel, 1963'te Almanya'ya marangoz olarak gelmiş. Gümüşhane-Kelkit'ten. Baba, şimdi yaşlanmış ama "marangozluğa devam ediyor." Dilek hanım: - Annem, tekstilden emekli... Babama da bırak artık marangozluğu diyoruz ama... Marangozluk onun aşkı, bir türlü ırakmıyor... Dedem de marangozdu.
İŞ VE ÇOCUK
Dilek Kolat 1970'te, üç yaşındayken Almanya'ya gitmiş. Teknik Üniversite'de, Ticari Matematik okumuş. Almanya'da "gemi inşaatı" okumaya giden Kenan Kolat'la tanışıp, evlenmişler. 14 yıllık evliler: - Dilek hanım... Çocuk? - Ay siz de tıpkı annem gibi konuşuyorsunuz... O da çocuk diyor, başka şey söylemiyor... Bunca iş arasında, çocuğu düşünmedik işte.
İŞSİZLİK
Dilek hanım... Nelerle meşgulsünüz? - Türk seçmenlerin sorunu işsizlik... Ve çocuklarının okullardaki başarısızlığı. - İşsizlik ne durumda? - Berlin'deki Türkler'de işsizlik oranı yüzde 48. - Almanlar'da işsizlik oranı? - Yüzde 18. - Ya diğer yabancılarda? Türkler'deki kadar yüksek değil. - Çocukların eğitimi ile ilgili sorunlar neler?
EĞİTİM SORUNU
Türk çocuklarının yüzde 30'u, hiç diploma almadan okulu terk ediyor... Yüzde 30'unun diploması ise, en alt düzeydeki diploma... Ortaokul gibi... Yani Türk çocuklarının yüzde 60'ının, iş piyasasında şansı yok.
TRAFİK CEZALARI
Daha, daha nelerle uğraşıyorsunuz? - Ben Bütçe Komisyonu üyesiyim... Eyalet bütçemiz, Anayasa Mahkemesi'nden döndü... Onunla uğraşıyoruz. Sonra söz "dokunulmazlıktan, ayrıcalıktan" açıldı. Dilek hanım "ne dokunulmazlığı, ne ayrıcalığı" dedi: - Eskiden, milletvekili Berlin metrosuna parasız binermiş... O da kalktı... Doğrusu da kalkmasıydı. Dilek hanım, Berlin'de otomobilini yanlış yere" park etmiş. Ceza "on euro." Hız sınırını aşmış. Ceza "200 euro." Bir köyden 80 kilometre hızla geçmiş. "50 kilometreyi aştığı için" ceza: "100 euro." - Milletvekili olduğunuzu söylemediniz mi? - Söyleyip de rezil mi olayım?.. Ertesi gün gazetelere geçerim... Ayrıca ceza iki kat, üç kat artar... Mahkemeye verilirim.
MAHALLE KOMİTESİ
Kelkit'i hiç gördünüz mü? - Üç defa gittim... 1981, 1991 2001'de... Çok özledim, yine gitmek istiyorum. Dilek hanım, milletvekilliğinin yanı sıra, partisinin "mahalle komitesi başkanı." Sokak sokak, ev ev parti çalışması yapıyor.
HARMANDALI
Balo salonu gürültülü olduğu için, Dilek hanımla "salonun dışında... Lobideki masalardan birinde" sohbet ettik. Eşi Kenan Kolat da yanımızdaydı. Bir ara Kenan bey "bana müsaade" diyerek hızla yerinden fırlayıp, salona koştu: - Kusura bakmayın... Harmandalı çalmaya başladı... Mutlaka oynamalıyım.
SARIKIZ
Kenan Kolat gitti, harmandalı oynadı, döndü. Bu defa aniden Dilek hanım yerinden fırlamaz mı: - Horan çalmaya başladı... Sarı Kız oyunu... Kusura bakmayın, biraz horan tepip, döneceğim... Bizim Kelkit'te çok meşhurdur da.
Gurbet tutkalı
Adım başı bir "Türk derneği." "Adıyamanlılar" bir araya gelmişler. "Yardımlaşma Derneği" kurmuşlar. Karslılar... Konyalılar... Rizeliler... Kastamonulular... Eskişehirliler. Hepsinin de "yardımlaşma dernekleri" var. Hatta "ilçelerin" bile. Örneğin: "Denizli Yatağan Yardımlaşma Derneği." "Birkaç derneğe" gittik. "Yardımlaşma" gerçekten mükemmel. Hem kendi aralarında. Ve hem de "Türkiye'dekilerle." Her dernekte dinlediğimiz bir sözü ise hiç unutmayacağız: - Türkiye'deyken birbirimize karşı böyle tutkun değildik... Ama vatandan ayrı kalmak yok mu?.. Hepimiz, tutkal gibi yapışıverdik... Meğer, gurbet bizim tutkalımızmış.