Ali Sami Yen'deki İspanya maçında, elimizdeki beraberliğin uçup gitmesinin ardında, Hakan Balta'nın Güiza'nın geçip gitmesine verdiği izin vardı.
Orada faul yapsa belki gol olmayacak, belki de o serbest atıştan gelen topla yenilecektik. Ama tecrübeli ve oyun zekası yüksek bir defans oyuncusunun yapması gereken, Güiza'yı indirmekti. Sonuç ne olursa olsun...
Estonya karşısında iki kez yenik duruma düşmemize rağmen, bizi galibiyete taşıyan, üç oyuncumuzun bu formatı üzerlerinde devamlı tutmaları oldu. Rakibin oyun zekası ve taktiği belki bize göre iyiydi, ama Arda, Emre ve Tuncay tecrübelerini, akılla birleştirmeyi başararak; sonucu aldılar.
Bosna'da da aynı formata, bu kez daha geniş oyuncu grubuyla ihtiyacımız var.
Çok yetenekli ama her şeye rağmen tecrübesiz bir rakibe karşı oynayacağız.
Avrupa Ligleri'nde güven kazanmış oyuncuları olan bir takım bu.
Ama birinci bölgede bizden pek farkları yok. Savunmada çok hata yapıyorlar. Ve ellerinde "beraberlik iyi sonuç" diyebilecekleri bir avantaj var.
Bu briket duvarı yıkmak için, tecrübemizi, aklımızla birleştirmemiz gerekiyor.
Karşımızda her an tehlikeli olabilecek, skora gitme gücü olan bir takım var. Sahalarında beklemeyip, sadece kalelerini savunmakla işe başlayabilecek bir takım.
Onlardan daha yetenekliyiz ama onlardan daha zeki de olmak zorundayız.
Böyle bir oyunu daha önce Norveç'te oynamış ve başarıya ulaşmıştık.
Yine yapabiliriz, oyun içindeki dönüm noktalarında doğru kararlarla çıkarak.