Futbolculuk yıllarımda şube sorumlusuydu. Futbolcudan yana tavır alır, takımın içine girerdi. Eli açıktı. Trabzon'da kazandığımız bir maç sonrası 5 milyonluk primi 15 yapmıştı. Sevinç ve üzüntüye ortak olurdu. Başkan olduğunda, Şansal ağabey ile sohbet ederken "F.Bahçe'yi müthiş yerlere getirir" demiştim. Bugünleri görmüştüm. Başkan olduğu ilk yıllarında bana görev verdi. İkimizin de tecrübe kazanması gereken yıllardı. Dış etkenler ve medya baskısından sonra bıraktım. Şu andaki Rıdvan olsam bırakmazdım. Bugün o baskıları kaldırabilirdim. Sadece saha içi değil, saha dışı tecrübeler de lazım. Yaptıkları, camianın içinde olan bir F.Bahçeli olarak hoşumuza gitti. Antrenörlük yıllarımda "Bizim ailemizdensin" demişti. Hakikaten de yıllar geçti antrenörlük yapmamama rağmen, beni hala ailesinden görüyor. Bu beni mutlu ediyor. Kulübün gelirlerini üst düzeye çıkarması, işi sevmesi önemli. En büyük zevki yatırımlarını denetlemek. Nasıl bir insan, çocuğunun iyi karnesine üçdört kere bakar; aynen öyle. Bazen soğuk davranabiliyor. Kendisine göre sebepleri vardır. Bunu saygısızlığa götürmüyor. O andaki ruh durumuna göre davranıyor. Bu da bizleri kırabiliyor. Vefalı bir insan olduğuna şahidim. Bir isteğimiz olduğunda, örneğin; "Eski futbolcu arkadaşlarımıza alt yapılarda görev verir misiniz?" dediğimizde yardımcı oluyor. Şu anda görev yapan arkadaşlarımıza baktığımızda bizi mutlu ediyor. Onu sevmek için tanımak lazım. En iyi tarafı da düz bir adam. Hiç olmazsa rengi belli.