Defalardır aynı konuyu gündeme taşıyorum. Taşımaya da devam edeceğim.
Geçen haftaki köşede, intihar haberlerinin dikkatli verilmesinin özellikle genç kuşaklar açısından ne kadar önemli bir sorumluluk gerektirdiğini yazdım.
Gazeteciliğin önemli bir unsuru, sorumluluk duygusuna sahip olmak mıdır?
Öyleyse, birçok ülkede "kopyalanma" etkisi taşıdığı anlaşılan intihar haberleri üzerinde duracağız. İntiharın "nasıl edildiği" sorumlu yayıncılıkta artık kırmızı çizgi haline gelmiş durumda. Bu unsurlar saygın basında ayıklanıyor.
16 Kasım tarihli Karısını Kıskançlık Yüzünden Öldürdü başlıklı haber, sorunlu (sorumlu değil) yaklaşıma yeni bir örnek. Habere göre İstanbul'da bir koca yeni evlendiği eşini öldürmüş, ardından bir başarısız intihar girişiminde bulunmuş, en son olarak başka bir "yönteme" başvurmuş ve o da ölmüş.
Haberde kocanın işlediği cinayet ayrıntıya girilmeden verilmiş. Ama intihara nasıl kalkıştığı, nasıl bir yol tercih ettiği ise iki cümlede bol bol tasvir edilmiş.
Haberi Cihan Haber Ajansı (CHA) geçmiş. Abdülhamir Bilici yönetimindeki CHA iki yıl kadar önce etraflı bir yayın kılavuzu hazırlamıştı. O kılavuzdaki temel ilkelere göz atılması, doğru habercilik yönünde ilham verici olabilir. Bu CHA tarafı. SABAH editörlerinin de daha titiz davranması gerekmiyor mu?
Okur Temsilcisi'nin yaptırım gücü yok, uyarıları paylaşma görevi var.