DÜNYADAKİ gazete okurlarını şikayetlerinde buluşturan ortak paydalar neler?
Arada sırada buna bakmakta yarar var. Dijital çağ, sosyal medya vs derken acaba okurların refleksleri değişiyor mu, daha kolay anlayabiliriz.
Britanya'nın merkez-sol eğilimli gazetesi The Guardian'ın "kardeşi" haftalık The Observer'da ombudsman Stephen Pritchard, arada sırada yaptığı gibi senelik bir değerlendirme yapmış. 4300 e-posta, sayısız telefon, 100 küsur mektup üzerinden bir "kaba istatistik" çıkarmış.
Şikayetlerin yaklaşık üçte ikisi, diyor Pritchard, "doğru haber" ilkesi ile ilgili. (Bu oran SABAH okurlarında biraz daha fazla, neredeyse dörtte üçünü buluyor). "Doğru haber" ilkesinin önemli bir unsuru, maddi hatalar. Hala varil ile galon, miligramla mikrogram, coğrafi isimler birbirine karışıyor. Okurlar çoğu kolayca düzeltilebilir olan maddi hataların tüm teknolojik olanaklara rağmen hala yüksek oranda olmasına tepkililer. Bunu "bile bile özensizlik" olarak görüyorlar.
Şikâyetlerin yüzde 11'i, haberlerde "adil olmayan temsil" ilkesinin ihlaline dair. Bu noktada hem "kimliğini açıklamayan kaynak" kullanımı, hem de söylenen sözleri çarpıtarak verme gibi şikayetler ağır basmış. Bir de, diye ekliyor the Observer ombudsmanı, yabancı ülkelerle ilgili (özellikle Arap kalkışmasına dair) haberlerde, belli ülke veya yönetimlere karşı veya onlardan yana hakkaniyetsiz, dengesiz haberlere de (özellikle on-line yayınlarda) o ülkede oturan okurlardan şikayetler gelmekte.
"Öteki tarafa söz hakkı tanımayan" haberlere gelen şikayetler de yüzde 8 dolayında. Bunun yanında yaklaşık yüzde beş oranda okur, gazetenin siyasi çizgisini eleştiriyor, yine yüzde beşe yakın bir kesim de sayfa düzeni ve formatını beğenmediğini söylüyor.
Bu mini anket de bize bir kez daha, okurların en hassas olduğu hususun haberi doğru bilgilerle donatıp sunmak olduğunu hatırlatıyor.