KARS'TAKİ "İnsanlık Anıtı"nın yıkımı, geçen hafta gündemin önemli olaylarından biriydi. Neden? Çünkü, dev heykelin yerinden kaldırılmasına yol açan sürecin bir ucunda siyasi söylemler, bir başka ucunda karmaşık bir hukuk süreci, bir ucunda Ermenistan'la komşuluk ilişkisini bozan tarihsel sebepler, son ucunda ise sanata saygı kriterleri vardı.
Haklı olarak tartışma ve yıkım eylemi ulusal ve uluslarararı medyada yer buldu.
Bazı SABAH okurları (aralarında Kars'tan arayan üç kişi de var) 27 Nisan Çarşamba günkü SABAH'ta heykelin yıkımına başlanmasına dair haberleri bulamamaktan yakındılar. İki okur da gazetenin köşe yazarlarının konuya el atmamasını "yazıklar olsun" sitemiyle buraya duyurdu.
Aslında haber o günkü baskılarda vardı, ama belli ki göze çarpmamıştı.
Zira, iç sayfalardan birinde dar bir sütunda dört-beş cm verilmişti. Hepsi buydu. Aslında, yanındaki sayfada gazetede yer bulan tek yorum da vardı:
Nazlı Ilıcak'ın yıkımı eleştiren yazısı.
Haberin, andığım boyutlarıyla daha geniş işlenmesi ve olumlu-olumsuz yorumlarla beslenmesi beklenirdi.