Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ OKUR TEMSİLCİSİ - YAVUZ BAYDAR

Adil haber, adil seçim

Yeni bir genel seçime doğru harekete geçildi. Önceki seçimlerde "demokrasi inancı düşük" bir kısım medya iyi sınav vermedi. Okurla güven tazelemek için nelere dikkat etmeli?

Partilerin milletvekili listelerini belirlemesi ve seçim vaatlerini açıklamaları'nın ardından Türkiye seçim havasına iyice girdi.
Seçimlerde medyanın rolü büyük. Geçmiş seçimlerdeki tecrübeler, bu rolün hem olumlu hem de olumsuz açıdan etkisini açıkça ortaya koyuyor. Medya takibini (özellikle TV aracılığıyla) iyi yaptığı bilinen seçmen, hür iradesini sergiliyor. Özellikle, Türk siyasi tarihinde demokrasi adına birer utanç sayfası olan 27 Nisan ve 367 kararları esnasında medyanın demokrasiye geniş anlamda sahip çıkmamasının oylara 22 Temmuz'da bir yansıması olmamış, 'merkez medya'nın yönlendirme amaçlı ters rüzgârlarına rağmen 'merkez sağ' seçmenden kırık not almıştı.
12 Haziran'da seçimlere gidilirken, hâlâ 'eski'de ısrar eden gazetecilerin çıkarması gereken temel ders şudur: Okur, dinleyici ve izleyici, en az ona haber ve yorum sunanlar kadar zeki. Ne kadar tersi iddia edilirse edilsin, külyutmaz bir medya takipçisi kitle var karşımızda. Yönlendirildiğini veya yanlış 'haberdar edildiğini' anladığında çok ters tepki veren, bunu da hür iradesiyle bildiğini okuyarak gösteren bir toplum. Problemin bir yönü, medyanın bu 'yeni' toplumun gerisinde kalmakta olması. Eski günlerin geri geleceği özlemine teslim olan bir kısım 'merkez', internet erişiminin yüzde 50'leri geçtiği Türkiye'de seçimlerde sosyal medya ve dijital içeriklerin rolü konusunda da duyarsız. Bu seçimde ilk kez oy kullanacak olan milyonlarca genç seçmenin bu mecralara yönelimi bilindiği halde.
Bunları bir yana bıraktığımızda, okurun, izleyicinin seçim kampanyaları ile ilgili temel beklentilerinin değişmediğini de hatırlamak gerekir.
Adil ve hür bir seçim süreci için adil ve hür habercilik hayati önem taşır. Türkiye'de basın yelpazesi çok geniş. 40'a yakın günlük ulusal gazete çıkıyor. Bunların birkaçı dışında hemen hiçbiri bir partiyle organik bağ içinde değil. Geri kalanlarını ise kabaca hükümete destek verenler ve muhalefete destek verenler olarak görmek mümkün. Bu, aslında normal bir durum, fakat ülkedeki AK Parti alerjisi nefretle el ele gittiği ve belli bir kesim seçilenlerin dışındakilerin siyasete yön ve şekil vermesini hâlâ içten içe meşru bulduğu için duygusallık ve öfke aklın öne çıkmasını engelliyor. Bu da en çok medyada görülüyor.
Bir sorun, gazetelerin editorial bakışını ve siyasi tercihini önemli anlarda yansıtan imzasız başyazı geleneğinin bizde olmaması. Bu da karşılıklı asılsız veya orantısız suçlamaların asli tartışmaları gölgede bırakmasına yol açıyor.
Medya kuruluşları siyasete Dördüncü Kuvvet olmanın gerektirdiği o net mesafede değil. Geçmişten gelen 'Ankara ile ilişkileri iyi tutmak' refleksi canlılığını koruyor, içerikleri de etkiliyor.
'Haber kutsal, yorum hürdür' denir. Gerçekten de, seçim süreçlerinde, sandığa bilgilenmiş ve gerçeğin farklı yönleri konusundaki düşünce yarışını (tartışma ve yorumları) izlemiş olarak gitmesi gereken seçmen, tüm siyasi yarışçılarla ilgili hakkaniyetli bir habercilik ister. X partisine üç sayfa ayrılırken Y partisine iki sütun ayrılması kadar, partilerle ilgili hangi haberlerin ne kadar verildiğini de izler. Şu veya bu partiye organik bağ içinde olan gazete okurları için bu bir sorun değildir, ama yüzbinlerce kişiye ulaşan kitle gazeteleri, müşterilerinin de geniş bir yelpazede olduğunu kabullenmek zorundadırlar. Kitle gazetelerinin partizanlığa savrulmak gibi bir lüksü yoktur. Okurlar, filanca partinin seçim haberlerini başka gazetelerden okumak zorunda kalmamalıdır. Bu tür kitle gazeteleri parti reklamlarında da ayrımcı olmamaya gayret etmelidir.
Özel medyada matematiksel bir haber adaleti elbette beklenemez. (Bu kamu yayıncısının sorumluluğudur.) Ancak, temel etik kurallara uyum seçim süreçlerinde okur tepkilerini azaltıcı rol de oynar. Sansasyonel yaklaşımlar yerine siyasetin özünü ortaya koyup irdeleyen, şekil yerine içeriğe odaklanan, vaatleri akılcı terazilerde tartarak doğruyu ve yanlışı kamu yararı adına dürüstçe okurla paylaşan, bu dönemlerde artan yalan ve iftira rüzgârlarına kapılmayan bir habercilik, pek öyle görünmese de okurun takdiriyle karşılanır.
Bir gazete, seçimlere katılımı ve oy kullanmayı teşvik ettiği, ulusal ve yerel düzeyde adayları artı ve eksileriyle tanıttığı, parti programlarına neşter tuttuğu, sistemdeki aksamaları öngördüğü, küçük partileri ve bağımsız adayları da ihmal etmediği, oy sayımı sandalye dağılımı vs konularda teknik bilgileri esirgemediği, demokrasinin bayrağını (yani halk iradesine saygıyı) yüksek tuttuğu ölçüde itibar görecek, başarılı sayılacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA