Peki, muhabir Hazal Ateş ne diyor?
Ateş tepkinin aşırı olduğu, kendisine haksız suçlamalar yöneltildiği görüşünde. Ekopolitik Başkanı Tarık Çelenk'e hitaben yaptığı açıklama kısaca şöyle:
"Bu haberi yazmadan önce size ve görüş aldığınız isimlerin önemli bölümüne ismimi zikrederek bizzat ulaştım.
Köşk'e sunulan raporda "Kürtçe seçmeli ders olsun, özerklik tartışmaya açılsın" önerilerinin yer aldığını kabul ediyor ancak orantısız yansıtıldığını ifade ediyorsunuz.
Neye ve kime göre orantısız?
Bir gazete haberinde 70 farklı görüşün tamamını alarak yazı dizisi yapmadığımıza göre platformun sorumluluk duygusuyla bağdaşmayacak bir yaklaşımla "orantısız" vurgusunun arkasına saklanıyorsunuz." "Kendi görüşümü yansıtmam asla söz konusu değil. Haber kaynaklarım polis devleti vurgusu içeren keskin yorumların yumuşatılmasını, katı devlet anlayışı şeklinde sunulabileceğini belirttiği için bu ifadeye kullandım. Ben (kaynaklarımın) birçoğunu uzun yıllardır tanıyorum. Diyarbakır'da toplantılarda da her biriyle buluşup konuşuyorum."
Haberimde 70 farklı görüşten alıntı yaparken, Sizin ve Vamık Volkan Bey'in de görüşlerine yer vermiş bulunuyorum. "Raporda, bazıları özerklik tartışılsın derken bazıları da 'devletin kurucu unsuru Sünni ve Türklerdir. Biz taraf değiliz' şeklindeki sözlerinize aynı sayfada yer verdik.
Haberde Ekopolitik'e karşı bir kasıt yoktur, tam tersine bu ülkenin kanayan yarası "Kürt sorununa" çözüm yönündeki girişimleri destekleyen bir yaklaşım sergilediğimi düşünüyorum. Bu haberde şahısları veya kuruluşu hedef alan bir yaklaşım da söz konusu değil. Bizzat siz ve Vamık Bey'le konuşarak böyle bir amacım olmadığını da ortaya koyduğumu sanıyorum."
Ateş'in açıklamalarında dikkat edilmesi gereken, buraya (kimliklerini saklı tutmak kaygıları nedeniyle) alıntılamadığım bir nokta, toplantıların başladığı Ocak 2009'dan bu yana Volkan ve Çelenk dışında pek çok TBÇ katılımcısı ile de temas halinde olduğu, onlardan da yorum aldığı.