Belli ki haberin veriliş biçimi Çankaya ve Ekopolitik'te sıkıntı yaratmış. Olabilir konu hassas, süreç kırılgan.
Söz konusu olan bir "rapor" değil. O açıdan baş sayfa manşeti, spotu ve haber metni, sanki Ekopolitik bir rapor kaleme almış izlenimi veriyor, yanıltıyor. Bu hata. Söz konusu olan, bir dizi farklı kesimden katılımcı önerisinin alt alta sıralandığı bir "bireysel fikirler demeti". Ekopolitik kurum olarak buna sadece aracılık ediyor.
İç sayfada kullanılan "dosya" ve "reçeteler", doğru seçilmiş, yaşananla örtüşen, okura gerçeği anlatan kavramlar.
İç sayfada kullanılan başlık, Cumhurbaşkanı'na sunulan "reçeteler" deki iki öneriyle örtüşüyor. Bunun "orantısız" olduğu söylenemez. Gazete 70 önerinin tümünü başlığa alamayacağına göre bunlar arasından en çarpıcı olanları, kendi yargı ve editoryal tercihine göre büyütebilir. Önemli olan tercihin kendisi değil, onun haberin eriştiği "gerçeğe" uyup uymadığıdır. Burada bir sorun yoktur. Çünkü bu iki nokta ("seçmeli ders" ve "özerklik") öneriler arasında telaffuz edilmiş.
Diğer ifadelerin (önerilerin), haberde Cumhurbaşkanı'na sunulduğu belirtilen "reçeteler" içinde yer almadığı anlaşılıyor. Burada Ekopolitik haklı, ancak buna bağlı iki nokta var:
Faaliyetleri iyi izleyen bir editör, "Ocak 2009'dan son toplantıdan bir öncesine kadar tüm önerileri ayıklamadan internete koyan Ekopolitik son toplantıya sunulanları ayıklayarak yayınlamış görünüyor" dedi.
Muhabirin ifadesinden, haberi hazırlarken Ekopolitik ve Volkan dışında kaynaklara da başvurduğu anlaşılıyor. Bunun da haberde anlaşılır şekilde yazılmasında yarar vardı. Eğer ek görüşler de habere alındıysa bunların farklı karakteri de vurgulanmalıydı.
Son olarak; muhabir ile kaynağı arasında sevimsiz bir iletişim trafiği olmuş. Biri diğerini "kasıtlı suçlama", öteki de "kötü niyetli" olmakla suçlamış. Her ikisi de doğru değil. İki nokta asli önemde: Editoryal özgürlüğe saygı ve gerçekler ne diyorsa onu haber yapmak.