Sabah okuru Melih Aşık şikâyetinin son bölümüne "kamu yararı" ve Balbay günlüklerinin yayınlanması ile ilgili olarak geliştirdiği bazı "teorileri" de eklemiş.
Vardığı "sonuçlar", ona gazeteciliğin yüzyıl içinde edindiği bazı yol gösterici tecrübeleri tepeden tırnağa sorgulama cesareti de vermiş.
Ancak bu cesaret eksik kalmış. Kalmasaydı, aynı zamanda köşe yazarı da olan okur Melih Aşık, vardığı ilginç "sonuçların" tam tersini düşünen ve tam tersini yapan kendi gazetesi Milliyet'i okurları önünde eleştirerek işe başlayabilirdi.
Milliyet'in tecrübeli editör kadrosu "kamu yararı"nı yanlış (!) yorumlayıp, suç işlemeyi göze alacak kadar nasıl yanılabildi (!) acaba?
İnsan sormaz mı?
Aşık'a tavsiyem, Milliyet'in genel yayın yönetmenine ve editörlerine bu önemli konuyu hemen açmasıdır.
Sedat Ergin, kendisini gazetecilik teori ve pratiğiyle ilgili yararlı bir "ufuk turu"na çıkaracak, Milliyet'in mesela Balbay günlüklerini ayrıntılı haber yaparken hangi mesleki saiklerden ve kaygılardan hareket ettiğini, ayrıca gazetecilikte kamu yararının ne olduğunu anlaşılır bir dille anlatacaktır.
Faydası olur mu olmaz mı, o ayrı mesele.