İyi ki siyaset de futbol gibi icra edilmiyor.
Her maçın sonucuna göre taraftarlar ayaklanır ve teknik direktörün gitmesini isterlerse, bunun sonu gelir mi?
Lig bir maçtan ibaret olsa, bu tutumu anlamak mümkün olabilir.
Ama daha kaç maç var ligin sonuna kadar. Ayrıca uluslararası ligler var.
Bu durumun siyasette de aynı şekilde gerçekleştiğini düşünün.
Her enflasyon veya işsizlik rakamı açıklandığında ekonomiden sorumlu bakanın istifa etmesi istenebilir mi?
Ama bir yerde başarısızlığın da tabii ki siyasi müeyyidesi olmalıdır.
Örneğin bir siyasi liderin yönetiminde bir parti hiç seçim kazanamazsa, o partinin taraftarları hangi noktaya kadar sabredebilirler?
Alternatifsizlik krizi
Eğer bu soruyu Türk siyasetine ilişkin olarak sorarsanız, cevap bellidir...
Türkiye'de parti lideri olarak sonsuza kadar kalmak mümkündür.
Bu nedenle bazı partiler için iktidar alternatifi olmak ve ilerideki bir seçimde zafer kazanmak önemli değildir.
İşte bu durum da Türkiye'de çok partili demokrasinin topallamasına neden olmaktadır.
İktidar partisinin alternatifsizliği, demokratik sistemi sonunda "Tek adam" modeline yönlendirmekte değil midir?
Ne yapacağız bu durumda?
Futbolda teknik direktörün kaderini bir maçın sonucuna göre değil, ligde alınan dereceye göre belirleyecek sabrı göstereceğiz.
Siyasette de, parti lideri hiçbir seçimi kazanamasa da, onu bir totem gibi partinin başında tutmayacağız...
Evrensel aklın gerekleri
Lider değiştirmek için bir skandalın patlamasını değil, seçimlerde alınan sonuçları bekleyeceğiz.
Bütün bu söylediklerim evrensel aklın gereğidir.
Ama burası Ortadoğu...
Burada kurallar da, gelenekler de dünyanın geri kalan coğrafyalarından farklıdır.
Öyle olmasaydı, Amerika Birleşik Devletleri'nde yarım yüzyılda kaç Başkan gelip giderken, Mısır'ın başında hep Hüsnü Mübarek, Libya'da Muammer Kaddafi, Suriye'de de Esad hanedanı kalabilir miydi?
Doğrudur...
Tarihi de coğrafyayı da değiştiremezsiniz.
Yeni ufuklar
Ama yöntemlerinizi değiştirebilirsiniz.
Örneğin bizim ligin süper kulüpleri, Anadolu'nun kulüplerine gelen Afrikalı ve Latin Amerikalı genç futbolcuların nasıl koşuştuklarına bakarak, futbolda taraftar reytingi ile değil harcanan enerji ile sonuç alındığını görmeye çalışabilirler.
Hiç seçim kazanamayan siyasi partiler de, neden iktidar alternatifi olamadıklarını, sürekli iktidar olanların icraatına bakarak anlayabilirler.
Anayasa Mahkemesi'ne veya Kurultay delegelerine değil seçmene güvenmenin, siyasi parti olmanın varlık sebebini oluşturduğunu görebilirler.