Bu "Modern Zamanlar" veya "Bilişim Çağı", bayramlarımızın tadını kaçırmaya başladılar.
Ne yaparsanız yapın, her alandaki uzmanlar "O öyle yapılmaz" diyerek çeşitli medyaları kullanarak yaşamınıza müdahale ediyorlar.
Bir örneği "Bu bayramda sakın tatlı yemeyin" diye Şeker Bayramı'nın tadını kaçıran uzmanlardan verebiliriz.
Onlara göre şeker öldürücü bir kimyasalmış.
Bunlara inanırsanız tuz da aynı derecede öldürücü bir madde değil mi?
Bu gidişle yakın gelecekte tuz ve şeker satılan dükkânları polisin bastığına ilişkin haberleri duyabiliriz.
Bu uzmanların "Pastırmadan, sucuktan ve böreklerden uzak durun" diyerek iftarın da sahurun da tadını kaçırdıklarını geçen ay görmedik mi?
Uzmanların "Kurban Bayramı"nda da "Sakın et yemeyin" diye uyarılarda bulunduklarını hatırlamıyor musunuz?
Çok yaşamak
Sağlığına çok düşkün bir adama bu uzmanlardan biri "Et yeme, şeker yeme, tuz yeme, içki içme, kumar oynama, çapkınlık yapma" uyarılarıyla dolu yasaklar listesi vermiş.
Adam listeyi okuduktan sonra uzmana sormuş:
- Bunları yapmazsam çok uzun mu yaşarım?
Uzman gülmüş:
- Bunları yapmazsan canın öyle sıkılır ki zaman hiç geçmez, sanki hiç ölmeyeceksin gibi gelir hayat sana...
İnsanların sağlıklarına özen göstermeleri tabii ki uygarca bir davranıştır. Ama bu özeni "Hastalık hastası" olmak noktasına getirmemek gerekiyor.
Şikâyet mektubu
Ayrıca hepimiz biliyoruz ki otomobilimize gösterdiğimiz özeni, kendi vücudumuza göstermemiz gerçekçiliğe aykırıdır.
Bayram tatilini geçirmek için aracınızla yola çıktığınızı düşünün.
Yolu yarılamışken aracın motoru öksürmeye başlarsa hemen bir tamirci aramaz mısınız?
Acaba aracı kullanırken bir öksürük krizine tutulsanız, doktor aramaya başlar mıydınız?
Henry Ford'a 1930'larda yazılmış bir müşteri şikâyet mektubu vardı bir kitapta.
- Sizden satın aldığım aracın klaksonundan başka her yerinden ses çıkıyor, denilmekteydi bu mektupta.
Bu mektubu otomobil satan bir arkadaşıma gösterdiğimde, o da bana kaymakamlık binasının tamiri için İçişleri Bakanlığı'ndan ödenek isteyen kaymakamla, bakanlık arasındaki yazışmayı göstermişti.
Kaymakamın cevabı
Kaymakamın onarım için ödenek istemesi üzerine Bakanlık "Binada ne eksik var ki onarmak istiyorsunuz" diye sormuş.
Kaymakam da "Musluklar dışında her yerden su akıyor" diye cevap vermiş.
Siz siz olun...
Uzmanlara aldırmadan bayramların da yaşamın da tadını çıkartın.
Bu konuda rol modellerimiz de var medyada.
Bazıları "ben gizli eşcinsel miyim" diye sorguluyor bedenini, kimi de onun bunun spermine takılıp post-modern darbeyi rafa kaldırmaya çalışıyor.
Bazıları da sosyo-politik gerçekleri yatağa atmaya çalışmıyor mu?