Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Demirel'den Erdoğan'a neler değişti, neler değişmedi...

Bütün gizli bilgi ve belgeleri öğrenmek için ille de Wikileaks'e gerek yok.
Gizlilikleri kaldırılan ABD belgeleri arasında yer alan bir büyükelçi bilgi notu, medyaya yansıdı.
Hürriyet'te İsmet Berkan da bunu yorumlamıştı.
Bu belgede dönemin Ankara'daki ABD Büyükelçisi (2 Aralık 1972) William J. Handley'in Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel'le yaptığı 1.5 saatlik görüşmenin notları var.
Büyükelçi Demirel'den İsmet İnönü'nün 8 Mayıs 1972'de CHP genel başkanlığından istifa etmesi ve yerine 14 Mayıs 1972'de Bülent Ecevit'in seçilmesi ertesindeki CHP'yi değerlendirmesini istemiş.
Handley'in sorusu üzerine Demirel'in CHP hakkında yaptığı değerlendirmenin bir bölümü şöyle:
"- CHP'de şu andaki gelişmelerin Türk demokrasisi ve Türkiye Cumhuriyeti için, Mart 1971'de olanlardan (askeri müdahale) çok daha önemli olduğunu söyledi. Geçmişte bir devlet partisi olan, 1923-1950 arasında Türkiye'yi tek parti olarak yöneten CHP'nin şimdi kendisini, Türk seçmenine, Adalet Partisi'nin demokratik bir alternatifi olarak takdim edip edemeyeceğinin görüleceği bir sürece doğru soktuğunu belirtti."

Osmanlı modeli
"
- CHP'nin geçmişte kendisini daima belirli seçkinci 'kurumlarla' bir tuttuğunu, o kurumların sırtından yükseldiğini belirtti. Bunlar arasında orduyu, mahkemeleri, devlet kuruluşlarını, üniversiteleri ve entelijensiya tabakasını saydı. Bunun pek çok açıdan Osmanlı'daki saray-ulema-asker arasındaki iktidar paylaşımının yeni bir uyarlamasından başka bir şey olmadığını (belirtti)."
Düşünün ki Demirel bu yorumları 1972'de yapmış.
Diyelim ki bir başka ABD Büyükelçisi de bugün Başbakan Tayyip Erdoğan'a CHP'deki lider değişikliği konusundaki görüşlerini sordu.
Erdoğan da Demirel'in yorumundakilere benzer düşünceleri seslendirmez miydi?
- CHP orduya, yargıya, seçkinlere dayanmak yerine halka güvenmeyi başarırsa, AK Parti'ye alternatif olabilir.
- Her şey CHP'nin geçmişteki elitist eğiliminden kurtulup kurtulmamasına ve 'halkın' partisi olup olmamaya karar vermesine bağlıdır.

Değişmeyenler

Acı ama gerçek bu işte.
Aradan 40 yıl geçtikten sonra da CHP hakkında aynı tür yorumları yaptığınızda bu yadırganmaz.
Peki ama bu 40 yılda değişen hiçbir şey yok mu siyasetin baş aktörlerinde?
Geçenlerde Demirel'in EkoEnerji Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Mustafa Ültanır'ın sorularına verdiği cevaplar yayınlandı.
Darbe tartışmaları ve Balyoz operasyonundan sonra bazı kimselerin Türkiye'deki rejimin askerin vesayetinde olmayacağını ispatladığı yorumları yaptığını söyleyen Demirel, şöyle konuşmuş:
"- Fakat aslında askerin ne kadar incitildiği, hesaba katılması gereken çok önemli meselelerden biridir. Çünkü bu coğrafyada asker, Türkiye'nin çok değerli bir varlığıdır, milli ordudur. Onun itilip kakılması ve birtakım alışılmamış muamelelere tabi tutulması, bence çok incitici olmuştur"

Ve değişenler

Dünya ve insanlar böyledir.
Demirel 1972'de İsmet İnönü hakkındaki düşüncelerini ABD Büyükelçisi Handley'e aktarırken ülkenin kuruluşundaki katkılarından dolayı Türkiye Cumhuriyeti'nin İnönü'ye borçlu olduğunu belirttikten sonra, 1960'ta orduyu darbeye iterek demokrasiyi mahvetmesini hiç unutmayacağını ve hiç affetmeyeceğini söylemiş...
Bugün de bir ABD Büyükelçisi Tayyip Erdoğan'a "Demirel hakkında ne düşünüyorsunuz" diye sorsaydı acaba ne tür bir cevap alırdı?
Mesela şöyle der miydi Erdoğan:
- Ülkeye yaptığı hizmetlerden ötürü Demirel'e borçluyuz. Ama 28 Şubat post-modern darbesinde oynadığı rol nedeniyle de onu affetmemiz zordur. Demirel'in CHP'lileşmesini anlamak zordur...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA