Siyasetin erkekleri birbirlerini yok etmek için olanca güçleriyle çalışırken, onların kadınlarının ne yaptıklarını pek düşünen olmaz.
Geçen hafta Türk siyasetinin gerçek beyefendilerinden biri olan Recai Kutan'ın eşi Mebrure Kutan hayata veda etti.
Recai Kutan'ın 12 Eylül ertesinde 9.5 ay süren cezaevindeki ikameti sırasında eşi Mebrure Hanımefendi'ye yazdığı mektubun bir bölümünü, Prof. Osman Özsoy haber7.com'daki sütununda yayınladı.
Siyasete, aile dayanışmasına, insan ilişkilerine ve yaşama ilgi duyan herkesin belleğinde yer alması gereken satırları aynen aktarıyorum:
"Gevşemek, demoralize olmak yok. Bu hadiseler Cenab-ı Hakkın bir takdiridir. Bu itibarla bunları büyük bir tevekkül, metanet ve sabır içersinde karşılamalıyız. Onun için Mebrure Hanım, öyle gevşemek, demoralize olup, canı sıkılıp yatağa girmek yok. Önce sıhhatine, kılık kıyafetine itina etmeli, çocuklarına örnek olmalısın. 'Hervele' yapmanı istiyorum. Elhamdülillah çocuklarımızın utanacakları, boyunlarını eğecekleri hiçbir fiilim de yok. Onun için kendinizi salıp koyvermeyin. Kâbe tavaf edilirken Peygamberimizin emri gereğince 'hervele' yapılır. Yani canlı ve çalımlı yürünür. Sizden özellikle Mebrure Hanım senden de 'hervele' yapmanı istiyorum. Saadet içinde yaşayacağız."
Hervele yapmak
Sayın Kutan'ın rahmetli eşine yapmasını önerdiği "Hervele"nin ne olduğunu bu mektubu okurken öğrendim.
Recai Kutan şöyle anlatmış:
- Kâbe tavaf edilirken Peygamberimizin emri gereğince 'hervele' yapılır. Yani canlı ve çalımlı yürünür.
Bu mektubu okurken, daha önce 1950'li yıllarda hapse giren bir başka siyasetçinin eşi olan annem Emine Barlas'ın da "Hervele" yaptığını düşündüm.
Süleyman Demirel'i Hamzakoyu'na yolcu eden Nazmiye Demirel'i, Deniz Baykal'ın eşi Olcay Baykal'ı andım.
Adnan Menderes'in idam edildiği günün Berrin Menderes'ini, Fatin Rüştü Zorlu'nun annesi Güzide Zorlu'yu, Hasan Polatkan'ın Mutahhare Polatkan'ını andım.
Celal Bayar Kayseri Cezaevi'ndeyken vefat etmişti Reşide Bayar.
Acaba Türk siyasetine girmek gafletinde bulunan erkeklerin kadınlarına da "Hervele yapmak" mı kader olarak biçilmişti?
Ya da Türk siyasetinin erkekleri birbirlerini yemek üzerine programlanarak mı bu mesleğe giriyorlardı?
Onlar birbirlerini yok etmeye çalışırken, başka birileri de onların yıpratıp zayıflattıkları rakiplerini bazen zindana gönderiyor, bazen idam bile ediyorlardı.
Daha önce yazdığım bir anekdotu bu noktada hatırlıyorum.
Rahmetli ses sanatçısı Necmi Rıza Ahıskan ilk evliliğini kendisinden çok yaşlı, ikinci ve son evliliğini de kendisinden çok genç kadınlarla yapmış ve çok mutsuz olmuş. İki evliliği de boşanma ile sonuçlanınca Eyüpsultan'da birer kurban kesmiş.
Bunu yorumlayan Vasfi Rıza Zobu "Hayvanlıkları sen yapıyorsun da neden hayvanları kurban ediyorsun hiç anlamıyorum" demiş.
Düşünceli olmak gereği
Yaşamı boyunca İsmet İnönü'nün yanında hervele yapan Mevhibe İnönü, Necmi Rıza'yı her gördüğünde "Şu kurban olayını anlatır mısınız" dermiş.
Ne demiş Recai Kutan eşine cezaevinden yazdığı mektupta?
- Başınız dik, kendinden emin, kocasına yapılandan sen gururlu. Utanacak ezilecek birisi varsa onlar başkaları. Elhamdülillah yaşımız genç, sıhhatimiz yerinde. Rabbim lütfederse biz bir süre sonra gene bir arada, gene huzur ve saadet içinde yaşamaya devam edeceğiz.
Son söz olarak ne diyebiliriz...
- Ey Türk siyasetçileri... Birbirinizin kuyusunu kazarken, hem kendinizin hem de rakiplerinizin ailelerini düşünün...
Recai Kutan'ın acısını anlayarak paylaşıyorum.
Bana eşiyle Salt Lake City'de geçirdikleri günlerde yaşadıklarını anlatmasını hatırlıyorum.