Hasan Cemal Milliyet'te dünkü yazısında "Asker sorunu aslında sivil sorunudur" diyerek CHP örneğini irdelemişti.
Tabii ki bugünkü CHP'nin politik çizgisindeki tutarsızlıklar derinine ele alınmalı.
Bu da galiba fazlasıyla yapılıyor.
Ama genel olarak Türk toplumunda "Askerler" ile "Siviller"in ilişkisi de farklı boyutları ile mutlaka değerlendirilmelidir.
Türk Silahlı Kuvvetleri benim için bağımsızlığın güvencesi, iç ve dış tehditlere karşı en caydırıcı güç ve disiplinli, iyi yetişmiş komuta kadrolarına sahip güvenilir bir kurumdur.
Ama toplumun diğer kurumlarından çok farklı değildir.
Askeri personel içinde çok iyiler, çok yetenekliler de vardır çok yeteneksizler ve iyi eğitim almamışlar da vardır.
Ben Antalya Topçu Alayı'nda askerliğimi yaparken özellikle bu çok iyi yetişmiş subaylar dikkatimi çekmişti.
Onlarla konuştuğunuzda hem meslekleri hem de dünya sorunları üzerinde en değerli bilgileri alabiliyordunuz. İnsanları eğitip bir hedefe yönlendirmek ve disiplinli kitleler haline dönüştürmek konusunda gerçekten çok yetenekliydiler.
İyi ve kötü yan yana
Ama bunun yanında sade askerliğe değil hiçbir mesleğe katkıları olmayacak subaylar da vardı Antalya'da.
Sonra izledim.
Benim beğendiğim, başarılı bulduğum subaylar terfi ettiler, kurmay okulunu derecelerle bitirdiler.
Haklarında olumsuz notlar verdiğim subayların çoğunun çeşitli dönemlerde emekli edildiklerini de gördüm.
Şunu söylemek istiyorum.
Bazı askerler nasıl sivilleri izliyor ve hatta andıçlıyorlarsa, askerlik görevini yapan her sivil de askerleri izlemektedir.
Silah altına alınan ve farklı mesleklerden, inançlardan, ideolojilerden erkeklerin üzerlerine üniformaları giyip saçlarını kısa kestirince birbirlerine benzemeleri, onların geçici komutanlarını yanıltmamalıdır.
Ayrıca bu medyatik ortamda genelkurmay başkanları bile sivil toplum tarafından sürekli sınanmakta ve her sözü ile her tutumuna not verilmektedir.
"Asker millet" benzeri sloganların zorlanması ve bu tür yaklaşımlarla askeri darbelerin Türk halkı tarafından doğal karşılandığı benzeri düşüncelerin üretilmesi doğru değildir.
Sürekli askerlik mi?
Vatan görevi olarak belirli süre askerliklerini yapanların bütün yaşamlarını kışlaya dönmüş bir ülkede geçirmeleri istenmemelidir.
Bu arada askeri müdahalelerde yasaklanan siyasal görüşlerin en kısa sürede iktidar olmaları da dikkate alınması gereken bir noktadır.
Bülent Ecevit 12 Mart 1971 darbesine karşı çıktığı için CHP'nin oyu ilk kez yüzde 40'ları geçmiş ve Süleyman Demirel'in Adalet Partisi'ni geride bırakmıştı.
Şimdi Deniz Baykal yönetimindeki CHP'nin tutarsızlıklarını bu gerçeklerin ışığında acıyarak izlemek durumundayız.
Hasan Cemal'in de seslendirdiği şu gözlem, bilinmelidir ki geniş kitleler tarafından da paylaşılmakta:
- Askerle bu kadar sıkı fıkı olabilen, muhtıralara selam durabilen, parti kapatmalarına yeşil ışık yakabilen, askere disiplin suçları dışında sivil yargı yolunu açan bir yasal düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürebilen bir partinin değil sosyal demokratlığı, demokratlığı da çok su götürür.