UEFA kararlarından sonra bazı tv'ler ve radyolar ne düşündüğümü sormak için arıyorlar.
Geri çeviriyorum.
Çok isteyen...
Karar çıkmadan bir gün önce bile "Fenerbahçe'ye müjdeli haber"ler verme peşinde olan medya yöneticilerine; son güne kadar "bu iş kapandı arkadaşlar; uzatmayın!" diye racon kesenlere "bu sizinki nasıl bir kafadır?" diye sorsun...
İki yıldır hiçbir şey olmamış gibi temiz temiz(!) futbol yorumlayanlara sorulsun...
Malum, ben 3 Temmuz'dan sonra, hani bir umuttur hesabıyla, bir yıl tv'de konuştum, gazetede yazdım.
Sonra pes ettim.
Bu berbat futbol düzeninde yaprak bile kıpırdamayacağından emin olup ettiğimiz bütün lafların sadece kirli bir şova alet edildiğini görünce, ortalıktan çekildim.
Artık bir şey düşünmüyorum; bekliyorum!
TFF'nin çok geç kalan istifasını bekliyorum!
Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüpleri sorunlarını kendi camiaları içinde çözerler ama ilk iş olarak Türkiye TFF skandalını sonlandırmalıdır.
UEFA kararlarına göre yeni düzenlemelerin ve kupanın Trabzon'a aktarılmasını bu federasyonun kurullarının gerçekleştirmesine asla izin vermemeli!
Ardından başta Kulüpler Birliği olmak üzere bütün düzen aşama aşama yenilenmeli.
Kulüpler Birliği halkın futbol sevgisini maddi çıkarları için kurt gibi kemirip tüketen bir mekanizma olmaktan çıkartılmalı!
Ama içimdeki ses işin UEFA'ya rağmen yokuşa sürüleceğini söylüyor.
Ve korkuyorum...
Pislikleri kapatmak için meşruiyet üretmekte taraftarların takımlarına bağlılıklarının kullanılmaya devam edileceğinden korkuyorum.
Eğer öyleyse...
Öyle olacaksa...
Çekelim ipini futbolun, gitsin!
Bir parça olsun gönül verilecek ve çocuklara sevdirilecek neresi kaldı bu oyunun!