Bir diyar ki...
Orada kanlı kardeş kavgası bir türlü bitmiyorsa...
Her şey yolunda giderken bile huzur kimselerin evine uğramıyorsa...
Mutluluk dedikleri itaatin güvenliği üzerine kurulmuşsa...
Yasalarla adalet arasındaki mesafe açılmışsa...
Toplum içinde kutsal olanın lafı çok, kendisi yok ise...
Bu döngü bir türlü kırılamıyor, gitgide kısırlaşıyorsa...
Durup düşünmek gerek!
Bu kör düzende nasıl bir yanlış (bir tür "lanet") vardır?
Anlamak ve belki de ayağı denk almak için geçmişi bilen ve geleceği görebilen bilgelere kulak vermek gerekir.
Aksi takdirde...
Kralların biri gidip diğeri gelecek fakat kardeş kavgası bitmeyecek ve acılar her seferinde sevinçleri bastıracak; yani "lanet" sürecektir!
***
İstanbul Devlet Tiyatroları'nın
Kenan Işık yönetiminde sahnelediği
Antigone oyununu seyrederken, bu düşünceler geçti aklımdan...
Sofokles'in 2500 yıldır gücünden, diriliğinden hiçbir şey kaybetmeyen oyunudur
Antigone!
Öyküsü mü? Belki şöyle kabaca özetleyebilirim...
Oidipus'un oğulları babaları öldükten kısa süre sonra
Tebai'nin yönetimi için birbirlerine düşerler.
Küçük kardeş komşu Argos Kralı'na sığınır ve orada bir ordu toplayıp ülkesine saldırır.
İki kardeş savaşırken birbirlerini öldürürler. Dayıları
Kreon'a kalır taht.
Kreon büyük yeğeni için görkemli bir cenaze töreni düzenlenmesini ister fakat "vatan haini" küçük yeğeninin gömülmeden kurda kuşa yem edilmesini emreder.
Kız kardeş
Antigone bu emre şiddetle itiraz eder ve Kral Kreon'a "
ilahi yasa"yı hatırlatır: "
Dirilere gösterdiğiniz saygısızlığı hiç değilse ölülerden sakının! Onları topraktan esirgemeyin!"
Fakat Kral Kreon bu "
ilahi yasa"ya karşı, devletin bekasını öne sürer. Anlamak istemez ki, asıl "
devlet" adalettir!
İşte bu "
kırılma" noktasından sonrası tam bir tragedyadır. Tiyatro tarihinin ilk ve derin politik tragedyası!
***
Kenan Işık çok doğru bir tercihle, oyunun bu coğrafyaya has fakat tarih aşırı bir "
mesele"yi dile getirdiğini bilerek Antik Çağ unsurlarıyla güncel referansları bir arada kullanmış.
Öyle ki...
Hani bir
Tebaili'yi yakalayıp üzerindeki kıyafeti sıyırıverseniz altından
blucin çıkacak!
Antigone'ye biraz daha yakından baksanız, onda
Cumartesi Anneleri'ni göreceksiniz.
***
Antigone üzerine söylenecekler bitmez. Oysa yerim dar.
Fakat şunu not etmezsem olmaz...
Kral Kreon rolünde
Attila Olgaç müthişti! Bilmem ki, kaç oyuncu canlandırdığı bir klasik metin karakterini bu kadar
sahici kılabilir!
Ha! Klasik oyunların kaçınılmaz biçimde
sıkıcı olduğuna dair yaygın bir kanaat vardır ya...
Şunu bilginize sunmak isterim: Geçen hafta ikisi modern
üç oyun seyrettim.
Bir tek Antigone'de sıkılmadım!