Hayır! İkisi aynı şey değil! Tarihi Emek Sineması'nın yıkılıp bir binanın tepesinde taklidinin yapılması projesiyle Taksim düzenlemesi için Topçu kışlasının yeniden inşa edilmesi fikri çok farklı özellikler taşıyor.
Böyle ucuz paralellikler kurmanın âlemi yok!
Her şeyden önce Emek sineması hâlâ orada duruyor.
Binanın rant hesaplarına kurban edilmemesi için son ana kadar mücadele etmenin apaçık bir anlamı var!
Oysa Halil Paşa Topçu Kışlası'ndan geriye bir duvar parçası bile kalmadı.
Lütfi Kırdar'ın çıt bile çıkartılmayan otoriter bir ortam içinde o güzel binayı yıktırmasının üzerinden tam 72 yıl geçti.
Tamam! Var olanın yerine taklidini inşa etmek neresinden baksanız yanlıştır.
Ama olmayan binanın eşini veya benzerini yapmak ayrıca tartışılabilir!
***
Yeni Taksim açısından plandan daha önemlisi insandır.
Trafiğe kapalı olacak o büyük granit boşluk nasıl doldurulacak? Soru budur.
Her köşesinde bir kavganın patlak verdiği sosyal kontrol mekanizmaları zayıf ve kültürel dokusu kupkuru bir meydan mı istiyoruz?
Yeni meydan da bugünkü gibi metrodan çıkanların sağına soluna bakmadan kendilerini hemen İstiklal'e attıkları bir meydan olacaksa, bu işe hiç kalkışmamak daha iyidir.
Topçu Kışlası'nın yeniden inşası tam bu noktada önem taşıyor.
***
Doğru! Tarihi bir yapının benzerini veya kopyasını inşa etmek çoğu zaman tatsız sonuçlar veriyor.
Ruhsuz bir dekorla karşılaşmak ihtimali çok yüksek!
Fakat Taksim Meydanı'nın gelip geçilen bir yer değil de, bir "hedef durak" olması isteniyorsa...
Ve ortaya çıkacak o devasa alana güvenlik korkusu değil, şenlik duygusu egemen olsun isteniyorsa...
İçinde ticari-turistik alanlar da bulunduran Topçu Kışlası veya sadece mimari tasarımıyla bile cazibe merkezi olabilecek yeni bir kültür-sanat merkezi gibi meydanın sosyolojisini belirleyecek yapılara ihtiyaç var.
Gerçek bu kadar yalın!
