Beren Saat "Fatmagül'ün Suçu Ne?" dizisinde oynamaktan pişmanmış.
Dostlarına "kafayı yemek üzereyim; gittiğim her yerde müstehcen davranışlarla karşılaşıyorum, bunun sonu gelmiyor" diyormuş.
Genç oyuncunun adını koymaktan bile çekinerek "müstehcen davranışlar" dediği şey arkadaşlarıyla gittiği eğlence yerlerinde, restoranlarda, kafelerde karşılaştığı tacizler!
Abartıyor mu?
Hiç sanmam!
Biz erkeklerin içinde gizlenen o muazzam korku; "kadından korku" nun ne kadar çabuk ve kolayca kadına karşı saldırganlığa dönüştüğünü bilirim.
Yılışık yüzler, gevşek haller, espri havası takınmış sözler saldırganlığın üzerini örtebilir mi?
***
İnternetin pek meşhur, pek modern ve kültürlü
"sözlük"lerinden birinde...
Bir genç adam...
Beren Saat'in söz konusu açıklamalarına şöyle bir karşılık vermiş...
"Bunu o dizilerde oynamadan önce düşünecektin; kendin edip kendin buldun! Adının seyircide cinsel beklenti yaratacağını bilmeliydin!"
Pes artık!
Düşünün! Bu "okumuş" ve fikirlerinden pek emin delikanlı...
Belli ki...
Tecavüze kalkıştığı kadınları
"kuyruk sallamakla" itham ederek kendini temize çıkarttığını sanan
tecavüzcülerden farkının olmadığını fark edemiyor!
Belli ki...
Tecavüz edenleri değil, tecavüze uğrayanı cezalandıran feodal töreyle aynı çizgide buluştuğunu göremiyor!
***
Kabul edelim ki...
Biz erkekler cinselliğimizin içine yuvalanmış şiddetle kesin biçimde hesaplaşıncaya kadar...
Beren Saat'e de...
Öyle dizilerle falan işi olmayan,
kimselerin tanımadığı Necla'lara, Leyla'lara da rahat, huzur yok bu ülkede!