Bütün Türkiye dün akşam Beşiktaş'ın şov yapmasını bekliyordu. Olmadı. Hatta ilk yarı futbol bile yoktu. Çünkü iki nokta unutulmuştu.
Birincisi... Atatürk Stadı'nın berbat zeminiydi. Top itsen gitmiyor.
İkincisi... Bucaspor'un hocası Bülent Uygun'un inat ve hırsıydı.
Gerçekten dediği gibi "maçın her dakikasını planlamış" mıydı Uygun, bilmiyorum ama kenarda durup her pozisyona müdahale etti.
Düğümü çözüp sessizliği bozan 46. dakikada Bobo'nun fırsatçı koşusu ve golü oldu.
* * *
Şu kesin... Beşiktaş'da bu sezon Guti oyun kuracak! Real Madrid'de daha çok takımı "gazlayan" ve oyuna tutku katan Guti, Türkiye'de oyunun "aklı" olacak!
Dün baktım, kestiği toplarla atağa kalkmayı seven Ernst bile artık dönüp topu Guti'ye aktarıyor, kanatlar derhal ileri çıkıp Guti'den uzun top beklemeye başlıyor.
İyi, güzel!
Guti bunu hem Schuster'in istediği gibi hem de çok ustaca yapıyor. Seyirci de, takım arkadaşları da bundan memnun. Fakat eğriye eğri, doğruya doğru... Fazla uzun top maçın tadını azaltıyor, atak fırsatlarının çoğunu heba ediyor.
* * *
Quaresma'nın en güzel yanı oyun arzusu... Canla başla çalışıyor. Topu sürekli ileri taşıyor. Tek sorun, o hızla sıfıra indiğinde Bobo hariç kimsenin ona yetişememesi!
Topu içeri çevirdiğinde her seferinde rakip ceza sahasında 6 Bucasporlu, bir de Bobo oluyor. Bu siyah beyaz tenhalığı da gol pozisyonu üretilmesine yetmiyor.
Benim için esas adam gencecik Necip! Bucasporlular biçtiler, kestiler, ittiler, kaktılar ama Necip'i yolundan çeviremediler. Sonunda Ediz kırmızı kartla oyun dışında kaldı.
* * *
Şimdi Bucaspor'un kalecisi Carlos'u düşünün! Portekiz Ligi'nden Buca'ya gelmiş bir kaleci... Carlos yeni bir ülkede, alçakgönüllü bir takımda ne yaşayacağını, neyle karşılaşacağını tam kestiremiyor ve rakibin ilk atağı şöyle gerçekleşiyor: Quaresma'nın ortasına Guti'den kafa...
Türkiye'ye gelirken bunu hiç aklından geçirmiş midir acaba Carlos! Fakat futbol fazla yaldız, fazla laf, fazla kibir kaldırmaz! Beşiktaş'ın oyun planını ve gol bölgesini güçlendirmeye ihtiyacı var.