Bir insanı kitap gibi okusanız...
Kütüphaneden alıp onunla birkaç saat geçirseniz...
Güzel olmaz mı?
Peşin yargılarınız, korkularınız, kuşkularınız nedeniyle hep uzak kaldığınız bir dünyayı tanımak için...
O dünya hakkında bir kitabı okumaya başlar gibi bir insanı tanımaya başlasanız...
Onunla sohbet etseniz uzun uzun...
Ne iyi olur, değil mi?

***
Bilmem, hiç duydunuz mu?
Yaşayan Kütüphane adında bir etkinlik var.
İlk bakışta bildiğimiz kütüphaneler gibi çalışıyor. Kitapları, kitap katalogları, kütüphanecileri, okuyucuları var.
Gidip kafanızdaki sorulara, yüreğinizdeki kuşkulara cevap verebileceğini düşündüğünüz kitabı katalogdan seçiyor ve okuyorsunuz.
İstenirse, bir kitabı aynı anda birçok kişi okuyabiliyor.
Yalnız bir fark var...
Çok canlı bir fark...
Bu kitaplar insan.
***
Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın bir projesi Yaşayan Kütüphane...
2007'den beri "okuyucuları"na ilginç kapılar açan ve toplumdaki ayrımcı önyargıları kaldırmayı amaçlayan bir proje...
Kütüphanenin "kitap"ları birtakım etnik, kültürel, cinsel, dinsel nedenlerle haklarında önyargılar oluşmuş kişiler. Mesela Türkiye'de yaşayan Ermeniler, mesela Aleviler, mesela eşcinseller...
Yani toplumun bir kesiminin zihninde "yabancı" veya "öteki" olarak konumlandırılmış insanlar...
***
2010'un ilk Yaşayan Kütüphane etkinliği 13 Şubat günü İstanbul'da başlıyor.
!F AFM Bağımsız Filmler Festivali'nin The Hall adında bir mekânı var. Beyoğlu'ndaki Emek Sineması sokağının ucunda.
Bu kez isteyen "okurlar" 15.00 ile 19.00 arasında Yaşayan Kütüphane'yle orada buluşabilecekler.
Bu mütevazı fakat kendi içinde çok anlamlı etkinliği hayata geçiren gençleri selamlıyorum.