Coco & Igor filmi bizde vizyona girerken bir de "Büyük Aşk" adı eklenmiş.
İster istemez insan düşünüyor, nesi büyük aşk diye?
Bir yanda henüz gencecikken moda dünyasına adını yazdırıp hızla zenginleşen Coco Chanel...
Diğer yanda yenilikçi müziğiyle hem dikkat hem de tepki çeken 30 yaşlarındaki besteci Igor Stravinsky...
İki büyük isim bir araya gelince aşkları kendiliğinden "büyük" olur mu?
Öykü şöyle...
Mülteci Stravinsky'e Paris dışındaki malikânesinde beste çalışmalarını sürdürmesini teklif ediyor Chanel. Stravinsky bu teklifi kabul ediyor; çocukları ve eşi Katia'yla birlikte oraya yerleşiyor.
Ama Chanel'in cazibesine kapılmamak mümkün mü?
İlişkileri topu topu üç ay sürüyor.
1920 yazı boyunca...
Coco Chanel'in hayatına bakıldığında görülen şu...
O bir âşıktan çok, yırtıcı bir baştan çıkartıcı.
Çünkü aklı fikri güç sahibi olmak ve ele geçirmekte.
Stravinsky ise o sırada müziği sevilmeyen, hayal kırıklıkları içinde bir besteci!
Chanel en ateşli sevişmelerinden sonra bile bu gerçeği Stravinski'nin yüzüne vurmaktan çekinmiyor.
Sonuç?
Baudrillard "her baştan çıkartma başarıya ulaştığında arzu nesnesini öldürür" der ya...
Chanel de karısı ile kendisi arasında çaresiz ve kararsız kalmış Stravinsky'den soğuyor.
Filmin bittiği yerde Chanel'in hayatı bir başka Rus'la devam ediyor. Rasputin'in öldürülmesine karışmış sürgündeki prens Dimitri Pavloviç Romanov'la...
Chanel büyük ve ilginç adamları seviyor (bunların arasında Picasso da var) ama büyük bir aşkla mı?
İşte orası kuşkulu!