"Bitti mi yani?" diye sordu genç adam.
Genç kadın güçlükle gülümseyerek cevapladı: "Galiba aslında... hiç başlamamıştı!"
İlişkilerinin başlamasından bu yana bir yıldan fazla zaman geçmişti.
Yaz aşkı gibiydi ilk başta!
Sonra üç mevsim geldi geçti.
Önce özlemle dolu sonbahar...
Ardından soğuk ve karanlık bir kış...
Derken aşk oyunlarıyla aldatan bahar...
Ve tekrar yaz...
Artık oyunlar bitmiş, ilişki tükenmiş, ayrılık vakti gelip çatmıştı.
"Beni sevdiğini sanıyordum" dedi genç adam öfkesini zorlukla tutarak.
"Doğrusu şu ki" dedi genç kadın cesaretini toplayarak; "seni sevmeye çalışıyordum!"
"Kötülük bu! Acımasızsın" dedi genç adam.
"Hayır" dedi genç kadın; "bütün bunlar içimizdeki iyilikten aslında..."
***
"Çok değiştin" dedi orta yaşlı kadın.
"Hangi anlamda?" dedi orta yaşlı adam.
"Böyle çarçabuk sinirlenmezdin bir kere... Başkalarının bize imrenmesine neden olacak kadar çok ilgi gösterirdin bana! Yalan mı, söyle?"
"Doğru!" dedi adam, neredeyse utanır gibi.
Kadın sürdürdü konuşmasını...
"Bir ara ne çok kapris yapmıştım. Hepsine katlandın, biliyor musun? Hele o hediyelerin, beraberliğimizi kutlamak için uydurduğun bahaneler... Peki, Allah aşkına bu halin ne?
Başkası mı var?"
Bütün ciddiyetiyle ve kuşku uyandırmaz biçimde
"Hayır!" cevabını verdi adam.
"Peki ne?
Sevmiyor musun beni?"
Mırıldandı o zaman adam:
"Sevmek istiyorum!"
Kısa ama korkunç bir sessizliğin ardından tamamladı sözünü: "Seni seviyor muyum? Artık emin değilim.
Emin olduğum tek şey ne, biliyor musun?
Durup dinlenmeden seni sevmeye çalıştım ve yorgun düştüm."
***
İlişkiler dünyasından iki
"ayrılık anı"na göz atmanızı istedim.
Binlerce benzeri arasından çekip çıkardığım iki
ayrılık ve fark ediş tablosu...
Neden mi?
Bir gerçekle yüzleşmeye başlangıç olsun diye...
"Sevgi emektir" demeyi çok severiz.
Tamam, emek olsun sevmek!
Ama ne için?
Geriye döndüğünüzde bir arpa boyu yol aldığınızı görmek için mi?
Yalandan kıskançlık krizleri geçirmek; öpüşüp koklaşmaların örtemediği uzun kayıtsızlık dönemleri yaşamak için mi?
Sırf başkalarının gözünde
"birbirine yakışan çift" olmak üzere kişiliğinizi
yakışıksızca oracıkta boğazlamak için mi bunca emek?
Gerçek şu ki...
İnsan elbette sevmek ister, bunun için çabalar da...
Yoksa şu dünyaya nasıl katlanılır?
Ama sevmek başkadır!
Sevmek, bir
"iş" değil,
"gönül işi"dir.