Ah, keşke Viyana'da buluşup şu "Emperyal ve Ruayal" mekânlarda bir şeyler yiyip içerek sohbet edebilseydik Engin!
Bir çırpıda öfkelerin, hırtlıkların, kırgınlıkların ötesine geçer; bir yandan "Sacher turtası" tırtıklarken bir yandan da geçmişe; Yahya Kemal'den, Kavafis'ten konuştuğumuz eski günlere dönerdik, adım gibi biliyorum.
Ne güzel olurdu!
Zaten baksana şu halime! Sen kalk Demel'e kadar git ama İmparatoriçe Sisi'nin menekşeli şekerinden haberin olmasın!
İnşallah bir sonraki Viyana seferine Engin!
Sana geçmiş olsun, günler şifa getirsin!