Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Ezanın zamanı ve sinemamız

Avrupa filmlerinin içinden çan sesleri geçer. Kızla oğlan karanlık bir sokakta öpüşürken uzaktan çan sesi gelir. Adam soğuk bir otel odasında intihar ederken yakındaki katedralin çanları çalmaya başlar.
Bizim sinemamız "seküler" (dindışı) hayatın dışında bir başka zamanın daha varolduğunu; o zamanı toplumumuzda ezanın belirlediğini görmezden geldi. Ezan sadece ölümü hatırlattı Yeşilçam'a. Cenaze sahnelerinde kullandı.
Tuhaf bir durumdu aslında!
Şimdi Reha Erdem'e, Nuri Bilge Ceylan'a, Çağan Irmak'a bakıyorum da...
Ezanın farklı "zamanı"nı ve çağrışımlarını ne güzel yediriyorlar filmlerinin içine!
Geç oldu ama güzel oldu!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA