Geçtiğimiz hafta Bodrum Akyarlar'dan kalkan kaçak göçmen teknelerinden biri battı malum. 3-4 günlüğüne Bodrum'dayım ya, arama kurtarma çalışmalarının bir bölümüne katıldım ben de. Çektiğim fotoğrafları gazeteye bile göndermek gelmedi içimden. Öylesine yakıcı, acıtıcı, tatsız kareler ki. Moralinizi bozmamak için detaylı anlatmayacağım ama bu maya artık su kaldırmıyor. Kaçak göçmen sorunu dünya sorunu olarak heyula gibi duruyor insanlığın tepesinde.

Pabuç ters
Neredeyse 25 yıldır takip edip, haberler, yayınlar, söyleşiler, açık oturumlar yaptım. Yine de uzmanlaştığımı söyleyemem. Her yıl bir başka şekil şemail, taktik- teknik, şeytana pabucu ters giydirecek marifetlerle çıkıyor karşımıza insan tacirleri.
Yeni öğrendiklerimi paylaşmak isterim az da olsa...
Malum ülkemiz sancılı coğrafyalardan Afrika, Ortadoğu, Uzak Asya kökenli kaçak göçmenlerin köprüsü. Avrupa ve Amerika'ya geçebilmek için her yıl ortalama 120 bin illegal giriş çıkış yapılıyor Türkiye'ye.

Kara para
Harita üzerindeki konumumuz ülkemizi sadece köprü değil aynı zamanda toplanma havzası gibi ediyor. İstanbul kaçakların en yoğun doluştuğu buluştuğu yer.
Tacirlerin sadece geçen yıl dünya çapında hareket etmiş 840 bin göçmen üzerinden Amerika'ya geçişlerde 7 milyar dolar kazanırken, Avrupa'ya geçişlerde de yaklaşık 350 milyon dolarlık kara para kazandığı bilgileri mevcut. Kazançlar bu kadar devasa, ballı börekliyken mücadelenin nasıl zorlu olabileceğini düşünebiliyor musunuz?
Bir şey daha var. İnsan kaçakçılığı mafyası sınırlarımız içindeki faaliyetlerinden bile tatlı paralar kazanırken, yakalanan her bir göçmen devletimize oldukça pahalıya patlıyor. "Her bir yıl için göçmen sorununun ülkemize doğrudan maliyeti yaklaşık 15 milyon lirayı buluyormuş" düşünsenize. Yetkililer "Kaçakları yakalamak için kullanılan eleman ve malzeme hesaplanırsa yıllık faturamız 90 milyon lirayı aşıyor" bilgisini veriyor.
Bu sıcağa kar mı dayanır, ne dersiniz?..