'Sosyal Medyanın' özgürlüğü, gücü üzerine güzelleme yaparken, profesyonellerin tekmilini "a sosyal medya" ilan etmeye kadar uzuyor iş. Kimseye kapa ağzını, çek klavyeden, tuştan, kalemden elini diyemeyiz ama adil olun diyebiliriz.
Şu an olayların içinde canla başla çalışan muhabirler, foto muhabirleri, kameramanlar arasında mesleki torunlarım olacak yaşta gençler var.
Onların hangi koşullarda hangi risklerde nasıl çalıştığını ekranlarda herkes görüyor.
Hangi gazeteye, dergiye, televizyona çalıştıkları fark etmiyor ki. Hepsi de en yaman görüntüyü en çarpıcı anı en özel haberi- kareyi yakalamak uğruna canını ortaya koyuyor.
Muhabirlerin dışında bir çok branştan bazı kişiler güvenli bir yerden Taksim'e şöyle bir bakıp 'gözlem' yaptıktan sonra ekranlarda saatlerce ahkâm kesiyor.
Bütün bunları daha detaylı anlatmak istiyorum ama başta yazdığım gibi şartlarım namüsait. Şimdilik tek ricam, 'Medyaya kızarken' muhabirlere pozitif ayrımcılık yapın.
İnanın ki onlar da hani Gezi Parkı içinde masum- temiz- naif dediğimiz çekirdek gurup gibi, mesleğin en rafine çekirdek kadroları. Alınlarından öpüyorum hepsini. Allah'a emanet olun çocuklar.