Şükriye Tutkun, canlı yayında atv Haber'in Deşifre programına atfen yayınladığı gizli kamera görüntülerini izlerken gözyaşlarına hâkim olamadı ve şöyle konuştu: "Buradaki örnekler hafif kalıyor. Zamanında biz kaynar sularla haşlanarak yıkanıyorduk. Hortumlarla dövülüyorduk. Altına kaçıran çocuk, kızdırılmış maşalarla, ölü farelerle korkutuluyordu. Ahıra kapatıp orada yatırıyorlardı. Yemek saatimiz akşam 18.00'de bitiyordu. Sonra yemek yasaktı. Acıkıyorduk. Bazen ablalarımız ekmeklerin içlerini veriyorlardı. Sonra öğrendik ki, onlara ekmek karşılığında başka şeyler teklif ediliyormuş. Bir kız arkadaşımız defalarca tecavüze uğradığı için akli dengesini kaybetti..."
Niye sustun a kızım?
Oysa yıllar önce Şükriye'yi alıp büyüdüğü yurda götürmüştüm. Kamera karşısında o yurtta ne hoş günler geçirdiğini ballandıra ballandıra anlattı. Tek şikayeti olmadı. Aydın bir sanatçı olarak tanıdığımız Şükriye bile iki yüzlü davranıp, bildiklerini saklarsa kim anlatacak ki doğruları?