"AKSA'nın sağlık koruma bandı o kadar yapay ve sonradan oluşturulmuş bir bant ki sadece kişisel araziler üzerinden değil, askeri havaalanının ve devlet karayolunun da üzerinden geçiyor." Bu sözlerin sahibi bir avukat. Adı Mert Er Karagülle. Müvekkili ise, 1973-1977 yılları arasında İstanbul Belediye Başkanlığı yapan ve Yalova AKSA'nın yakınlarında çiftliği bulunan Ahmet İsvan. Karagülle, deprem sonrası çiftliğinde ekili dikili tüm mahsulün yok olması üzerine İsvan'ın manen yıkıldığını maddi kaybının ise büyük olduğunu belirtiyor. Fabrikanın kapatılması için de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurduğunu da ekliyor. Bir hukukçu olarak yaptığı çalışmalarda çarpıcı sonuçlara ulaşıyor Karagülle. İşte o gerçeklerden bazıları şöyle: "1971-72 yıllarında kurulmuş. İlk 10 yıl kaçak çalışmış. 1982'de yapılmaya başlanan imar planından sonra ruhsat almış. Ancak AKSA'da sonradan oluşturulan koruma bandının hiçbir anlamı yok. Bu 17 Ağustos depreminde kanıtlandı."
KARAYOLUNDAN GEÇİYOR
Karagülle'nin iddialarının ardı arkası gelmiyor. Diyor ki; "Yalova'nın yapılaşmaya başlamasından sonra fabrika yetkililerinin sağlık koruma bandı oluşturmuş. Ancak bu bant yapay. Yasal düzenlemelere göre yükümlü AKSA. Ama onların değil aksine korunması gereken insanların sağladığı yapay bir sağlık koruma bandı var. AKSA birinci sınıf gayri sıhhi müessese. Dolayısıyla 1 km 200 metre uzunluğunda bir koruma bandı olmalı. Ruhsat alırken sağlık koruma bandının olup olmadığı AKSA yetkililerine sorulmuyor." Karagülle şöyle devam ediyor: "Sorulursa bunu yapamaz. Bu yüzden kimse, 'Sağlık koruma bandın var mı?' diye sormuyor. 1992'de imar planı yapılıyor. Bunun yanında yapılaşma başlıyor. Başladığı zaman AKSA'nın böyle bir yeri olmadığı anlatılmamıştı. Fabrikanın yanında yapılaşma olduğu zaman koruma bandı aldılar. Eğer yapılaşma devam etmiş olsa AKSA Taksim'in ortasında yapılmış gibi olurdu. Bant o kadar yapay bir bant ki sadece Ahmet İsvan'ın arazisi üzerinden değil, askeri havaalanının ve devlet karayolunun da üzerinden geçiyor."
SÜRECEK
