Sevgili dostlar. Lütfen yazın bir kenara. 18 Eylül 2004 tarihi kültür sanat tarihimizde bir dönüm noktası, bir milat olacak. Yozlaşan, erozyona uğrayan, kum taneciklerine dönüşüp avuçlarımızın arasından kayan bir dolu değerimiz, harsımız, geleneğimiz can suyu verilmiş filizler gibi silkinip, çevikleşecek, gelişip büyümeye yüz dönecek yeniden.
Katmerli sevdalar
Bunca iddialı konuşmam bu toprağı, bu toprağın insanını bir nebze olsun tanımamdan ötürü. Biliyorum ki sizler arasında da türkü dinleyince içine serinlik vuran, ruhuna cila çeken, yüreğine katmerli yağ bağlatan nice sevdalı var.
Saklı pırlantalar
"Peki nasıl olacak bu iş? Neden milat, neden 18 Eylül?" mü diyorsunuz? Çünkü o tarihte Anadolu Ateşi şavkıyacak ve bu toprağın sesi dile gelecek. Özümüzün ta kendisi, gözümüzün bebeği Halk Türkülerimiz, her biri saklı birer pırlanta olarak durup duran, keşfedilip milyonlara seslenmeyi bekleyen genç ağızlarında dillenip yaşama geçecek. Sözün özü Türk Halk Müziği artık üvey evlat olmaktan, bir köşeye bırakılmış olmaktan çıkıp gerçek yerini bulacak ve memleketin her metrekaresinde ılgıt ılgıt esip, efil efil kokacak.
Haydi gençler türkülere
Kim mi yapacak bu işi? Kim olacak, tüm türkü sevdalıları tüm halk müziği tutkunları birleşip yapacak elbet. atv, ekranını ve tüm imkânlarını bu projeye açacak, Anadolu Ateşi'ni milyonlara izletip beğendiren Mustafa Erdoğan mimar olacak, mühendislerin başında da ustalar ustası Arif Sağ bulunacak.
Lale müjdesi
İşin daha sonra nasıl gelişeceğini yıllarını atv'ye adamış bir basın emekçisinden, tanıtım ve halkla ilişkiler sorumlumuz Lale
Eren'den öğrenelim. Lale kız tatlı bir heyecan içinde, gözleri ağzı dola dola anlatıyor, diyor ki; "Saygın, vakur, içten, sıcacık bir proje bu Savaş. Artık tarzı tavrı birbirine karışmış besteler, yorumlar, hangi kültüre hizmet ettiği pek de belli olmayan performanslar, içine sansasyonlar sığan, ünü değerinden ziyade şovlar nefesini tüketecek. Çünkü türküler gelecek, aslımız, kendimiz, içimiz ekrana dönecek.
Oya gibi işlenmiş
Binlerle yanık sesli, muhteşem hançereli memleket çocuğu gelip tepeden tırnağa kendimiz olan, biz olan türküleri çığıracak gururla. O gençler gelecek, "ben de türkü söylemek istiyorum" diyecek bize. Bu başvuranlar arasından seçilecek yarışmacıları alıp Mustafa Erdoğan'ın olağanüstü sahne ve dans koreografisiyle tanıştıracağız. Vazgeçilmez ezgilere, sözlere halk oyunlarımızın oya gibi işlenmiş figürleri, jestleri kan kardeş olacak.
Muhteşem albüm
Seçilen 16 yarışmacı tam 16 hafta boyunca bu toprağın türkülerini atv ekranında seslendirecek ve elbette tatlı bir
rekabette yarışacaklar. Türk Halk Müziği'nin yaşayan efsanesi Arif Sağ'ın kılavuzluğunda her hafta yöresinden töresine, sazından sözüne türküler yaşatılacak ve
kazanan yarışmacılar "Bu toprağın sesi" olarak Marşandiz Müzik Yapım'ın hazırlayacağı muhteşem bir albümle ödüllendirilerek, sürpriz armağanlara da kavuşacak."
Haydi bakalım arkadaşlar
Şimdi pek çoğunuzun içinin vık vık ettiğini duyumsuyorum. Eminim ki çoğunuz kendisi ya da oğlu, kızı, kardeşi, yakını için biçilmiş kaftan gibi görüyor bu yarışmayı. Haklısınız. Gizli saklı cevherin ortaya çıkması için altın bir fırsat bu. O zaman ne yapacağınızı söyleyeyim de çorbada tuzum olsun. Öncelikle unutmayın ki, değerlendirmeler İstanbul'da başladı ve sürüyor. Şimdi sırasıyla Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Diyarbakır, Erzurum, Samsun'da devam edecek.
Her yerden ulaşın
Belirlenen "Anadolu Ateşi" yarışmacı adayları ile yarı final ve final heyecanı yine İstanbul'da son bulacak. Yarışmacı adaylarının başvuru için, İnternet üzerinden www.anadoluatesi.tv adresinde bulunan formu doldurmaları veya Sabah, Takvim ve Pas Fotomaç gazetelerinde bulunan başvuru formlarını 2 adet fotoğrafları ile birlikte P.K 124 Beşiktaş/İstanbul adresine göndermeleri yeterli olacak..."
Sırrı çözelim mi?
Haydi o zaman kolları sıvayın, türküleri hazırlayın. Çünkü üç vakte kadar beğenilerimize yeniden türküler hükmedecek, bu bir milat deyişimin sırrı pek yakında çözülecek...