Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Cemevi de ibadet yeridir

Bizim hanımın göz tansiyonu, yani "glokom" hastalığı var, geçende Avrupa'ya gidiyoruz, pasaport kontrolundan geçtik, uçağa binmeden önce kahve içiyoruz, baktı ki Xalatan damlasını evde unutmuş, yanına almamış.
Eczane arandık, girişte kalmış. Pasaporttan geçtikten sonra eczane yok. İlaçsız gittik.
Gümrüksüz bölgede sigara ve içki satışı var, incik boncuk satışı var, ilaç satışı yok.
Mescit de var.
Namaz kılmak isteyen Müslüman kılabiliyor ama hastalık da sağlık da Cenab-ı Allah'tan olduğu için herhalde, ilaç alamıyor.
Oysa namazın "kazası" var ama ilacın yok. Son derece pratik bir din olan İslam, "seferi" durumdaki mümine namazını sonradan kaza etme olanağı veriyor ama ilacın saatini geçirmeyeceksin...
Durum böyleyken, havaalanında niçin mescit var?
"Show yapmak için" demesinler, çünkü oradan uçağa inme binme telaşıyla geçip giden binlerce kişiden hiçbirinin senin mescitte kıldığın ya da kılmadığın namazdan haberi bile olamaz... Kime ne göstereceksin?
Demek ki bu bir gayretkeşlik örneği.
Havaalanı için geçerli olan, meclis için de geçerlidir.
Fakat Alevi milletvekilleri mecliste cemevi istiyorlar, izin verilmiyor.
Mecliste cami olacaksa, cemevi de olacaktır. İkisi de ibadet yeridir.
Sünni mescidi olacaksa, Katolik mescidi (şapel) de olacaktır, Protestan tapınağı da, sinagog yavrusu da. (Bugün olmayabilir, eskiden gayrımüslim mebuslarımız vardı, keşke gene olsa.)
Yarın Bahailer de ibadet yeri isteyebilirler, Yezidiler de. Onlara da açacaksın!
En iyisi, meclise hiçbir ibadethaneyi karıştırmamaktır, eskiden olduğu gibi. Milletvekili meclisten çıkınca gider istediği yerde ibadetini yapar. (İşyerleri için durum farklı, işyerlerinde uzun süreli -en az sekiz saat- kalındığı için ihtiyaca göre mescit açılabilir. Ama o şirkette çalışan gayrımüslim varsa ve talep ediyorsa onun ihtiyacını da gözönüne almakla mükellefsin. Müslüman'ın işi kolay, cemaatten herhangi biri çıkar imamlık eder, fakat papazı ya da hahamı nereden bulup getirirsin, otur düşün bakalım.)
Fakat meclis "işyeri" değildir, havaalanının da olmadığı gibi.
Diyanet İşleri Başkanlığı cemevini bir "ibadethane" olarak tanımıyor.
Alevi kardeşlerimiz de "biz de Diyanet İşleri Başkanlığı'nı tanımıyoruz, bizim ibadethanemiz bin dört yüz yıldır cemevidir" diye feryat ediyorlar ama nafile...
Mecliste cemevini niçin istiyorlar? Boş zamanlarında saz çalıp Sabahat Hanım'a türkü mü söyletecekler?
Hayır, bu da bir show, çünkü iş inada bindi. Onur meselesi yaptılar.
Ben elhamdülillah Sünni'yim, saz çalıp türkü söyleyerek ibadet bana da ters geliyor, tıpkı "çoluk çocuk sahibi olan Tanrı" fikrinin ya da "peygamberine arkasını gösterip önünü göstermeyen Tanrı" fikrinin de ters geldiği gibi ama benim düşüncem onları bağlamaz! Herkesin itikadı kendinedir.
Yani, birinin tapınağı varsa ötekininkini de yapacaksın meclise.
Ya da hiçbirini yapmayacaksın ama henüz o dalga boyunda değilsin.
O zaman da "bunlar oylarını niçin gidip gidip kendilerini onca ezmiş olan CHP'ye veriyorlar" diye şaşmayacaksın. Azınlıkta oldukları sürece seni ırgalamasa da...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA