Apo denilen adam var ya, gözümüzün içine baka baka numara yapıyor.
Bu adama pek ılık bakan bir gazete var, sözlerini "sürmanşet" yapmış, yani birinci sayfanın üstünden en büyük önemi vermiş.
Apo başbakana yönelik demiş ki, "15 Haziran'a kadar çıkıp 'silahlı güçlerini çek, demokratik anayasayla çözüm geliştireceğiz' derse savaşı durdurmuş olur."
Oysa başbakan aylardır başka bir şey söylemiyor ki!
Apo'yu seven gazetenin bu çelişkiye parmak basmaya ya gücü yok ya niyeti. Onlar bir yandan hükümete "giydiriyorlar", bir yandan da "AKP bize niçin reklam vermiyor" diye yakınıyorlar.
AKP yöneticileri, onlara kamış atan gazeteye niçin reklam versinler ki, deli mi bunlar? Benim kafakağıdım kaybolsa, hükümsüzdür ilanını Aydın Doğan'ın gazetesine mi veririm?
Biz bu arkadaşlara "seçime kadar sabredin" demiştik de, Aydın Doğan'ın koyun namıyla maruf bir askeri üstümüze saldırmıştı hani...
Başbakan, her gittiği ilde, özellikle güneydoğuda, yeni anayasayla bu meseleyi çözeceğini söylüyor.
Bekle, çözmezse o zaman saldır.
"Biz testi kırılmadan kulağı çekelim de" diye düşünüyorlar belki, sonra kulağın sahibi canı acıdığı için bağırınca küsüyorlar.
Apo bir yandan "son olayları ben emretmedim, Kandil dağı kendi kafasına göre takıldı" diyecek, bir yandan tehditler savuracak...
15 Haziran'da da, "yeniden dizayn edilmiş MHP'yle el ele" Türk-Kürt savaşını alevlendirecekler!
Senaryo tutar mı tutmaz mı göreceğiz ama kimlerin hanesine ikiyüzlülük suçu yazılır, onu da göreceğiz.
İkiyüzlülüğün başka bir örneği, bitmek tükenmek bilmez ve bilmeyecek Arap-İsrail savaşında sergileniyor...
Obama, en akılcı çözüm olarak "1967 sınırını" önerdi.
Hem Netanyahu bozuldu, hem de Hamas örgütü.
Aslında ilk sınır, yani 1948 sınırı çok daha gerçekçi bir çözümdü. Araplar istemediler, hep savaştılar ve 1948, 1956, 1967, 1973, aha istediğiniz kadar sayınız, hep yenildiler.
Haaa, niçin mi çözüme ulaşılamaz?
Çünkü bunun karşılıklı, biri olmazsa öteki de olmaz iki şartı vardır: Bir yandan İsrail yönetimi bağımsız bir Filistin Devleti'ni kabul edecek, öbür yandan da başta Filistin olmak üzere her siyasi renkten bütün Arap dünyası (ve de İran tabii), İsrail Devleti'nin varolma hakkını kabul edecekler!
Hayır, iki taraf da ötekini yoketmek istiyor, ama her iki taraf da "sanki barış istermiş gibi" numara yapıyor. Onun için, çözüm hayal.
Türkiye'ye dönelim: İster Apo, ister bilmemne dağı tepesi, isterse matbuat Kürtçüleri, kendilerini ciddiye alabilmemiz için önce "demokratik haklarla yetineceklerine", asıl dertlerinin bağımsızlık olmadığına, ikiyüzlülük etmediklerine bizi ikna etsinler.
Aksi takdirde çözülmez bu mesele.
Eh, sen de reklam yerine nasihat alırsın Ahmet!
Hadi sen de küfür et Koyun Mehmet, nasıl olsa alıştım.