Gerçekçi olalım biraz gerçekçi, diyorlar.
Olalım tabii.
Menderes'i "seçime gitmemekle" suçluyorlar, 27 Mayıs darbesini haklı göstermek için.
Seçim 1961 yılında yapılacaktı. Seçime daha tam bir yıl vardı.
Kim kazanacaktı, bilinemez. Buna "spekülasyon" denir ki, gerçekçilikle ilgisi yoktur. "İnönü'nün kafadan kazanacağını" söylerler (öyleyse gene 1961 yılında yapılan seçimi niçin kazanamadı da koalisyona razı oldu?), ben de "ne olursa olsun gene Menderes kazanırdı" derim, bunların hepsi boş laftır.
Menderes'i seçimden kaçtı diye suçlamak, gerçeği çarpıtmaktır, domuzluktur.
Haaa, bakınız, "niçin erken seçime gitmedi" diye eleştirilebilir (ben de eleştiririm), ama bu bir "siyasi taktik yanlışı" olabilir ancak, hukukla ilgisi yoktur.
Menderes'in diktaya yöneldiği de söylenegelmiştir.
"Açık seçik darbe kışkırtıcılığı yapan ana muhalefet partisinin karıştırdığı gizli işleri" araştırmak üzere mecliste bir Tahkikat Komisyonu kurmuştu.
Komisyon somut bir sonuca varamadığı için dağıtıldı, daha neydi? (CHP yöneticileri darbeyi elaltından temaslarla falan değil, sinsice, "ima" yoluyla ve ortamı gererek destekliyorlardı. Ortada "hukuki" bir suç değil, "ahlaki" bir suç vardı.)
Ama Menderes, komisyonu dağıttığını ancak 26 Mayıs akşamı açıkladı, darbeye on saat kala.
Burada da bir "siyasi zamanlama yanlışı" vardır. Menderes bu adımı mayıs ayının ilk haftalarında atsaydı, darbe yapılamazdı.
Tövbe, yoksa gene de yapılır mıydı, başka bir kulp bulunur muydu?
Menderes basına baskı yapmıştı, bu doğrudur. Ancak baskıyı esas olarak "sıkıyönetim eliyle" yapmıştı.
Yani, ilk taşı, bunu kendileri de yapmamış ya da desteklememiş olanlar atsınlar!
Daha önce ya da daha sonra, fark etmez... Milli Şef'in kırklı yıllarda ya da çeşitli cuntaların 1960, 1971 ve 1980 yıllarında gözlerine girmiş merteği görmek istemeyenler, Menderes'in gözündeki çöpü bahane etmesinler... O zaman iş gene "senin baskın kötüdür, benimki iyidir" düzeyine gelmiyor mu?
İstifa etmek istediği, bunu Bayar'ın engellediği de bilinir. Bu adam mı diktatördü?
Bir soru daha:
Darbe yapıp anayasayı ortadan kaldıranlar, hem de Atatürk'ün anayasasını yokedenler, aynı anayasayı, bu kez kendilerinin çiğnedikleri anayasayı çiğnemek suçundan Menderes'i nasıl asabilirler? Bu nasıl bir çelişkidir? Buyurun amigolar, söz sizin.