Türk aydını soyut konuşmaya bayılır, boş konuşmaya da bayılır.
Çok şey söylüyormuş gibi yapar, aslında hiçbir şey söylemez.
Ama sözünün arasına birtakım genelgeçer doğrular sıkıştırdığı için, dinleyende "hımm" duygusu uyandırmayı da başarır.
Sami Selçuk, bu ülkenin az sayıda dürüst aydınından biridir.
2007 yılında benim cumhurbaşkanı adayımdı. Hem demokrat, hem liberal, açık fikirli, hem halka ters düşmeyecek hem de bürokratik oligarşinin "ağzını açamayacağı", homurdansa da kabul etmek zorunda kalacağı bir isimdi.
(Hatta kendini yönetici sanan zavallının biri de bundan ilham alarak "kendi köşe yazarını" aday niyetine ortaya atmayı denemişti, herkes bir tarafıyla güldü geçti, arada olan bizim önerimize oldu...)
Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, şimdi, meclisten her bir maddesi çatır çatır geçen, tamamı da hiç şüphesiz geçecek olan anayasa değişikliğini beğenmemiş.
Olabilir, en doğal hakkıdır. Saygı duyarız.
Ama, "alternatif" getirmek şartıyla.
Bunu yapamazsanız, Deniz Baykal ya da Devlet Bahçeli'nin, ya da birtakım basın hokkabazlarının "istemezük" düzeyine düşersiniz.
Bu memlekette, "kurucu meclis kurulsun" diyen, yani "durduk yerde TBMM'nin dışında ve üstünde ayrı bir meclis toplayın ki Anayasa'yı çiğnemiş olun da sizi idamla yargılasınlar" dediğinin farkına bile varamayan aklıevveller de çıktı ama, hiç olmazsa öneri getiriyorlardı... (Türk aydını hakkında ne söylemiştik? Yazının başına bakınız.)
Şimdi de Sami Selçuk, "anayasa yapmak ve değiştirmek bilimsel bilinçle olur" demiş.
Kenan Evren'in, Haydar Saltık'ın ve onların hık deyicisi Orhan Aldıkaçtı'nın "bilimsel" görüşlerine hayranlık duyuyor olmalı!
Duymuyor tabii de, ilk bakışta çok çok doğru gibi görünen boş boş laflar ediyor. (Ne demiştik? Yazının ilk cümlelerine bakınız.)
Belki de 1921 ve 1924 anayasalarının altında imzası bulunan ulu önder de bir "esas teşkilat hukuku mütehassısıydı" ha, ne dersiniz Sami Bey?
Sami Selçuk, diğer maddelere itiraz etmiyor ama üç maddeyi beğenmemiş. Bunlar (hadi tahmin edin bakalım) parti kapatma konusu, HSYK'nın yapısının yeniden düzenlenmesi ve AYM meselesi...
Elbette "CHP medyası" da Sami Selçuk'un üzerine mal bulmuş Mağrıbi gibi atlamış, öve öve bitirememiş.
Oysa Selçuk'un söylediği, gene birtakım hoş ve boş laflardan ibaret. "Sağlıklı düzenlemenin altyapısını birlikte oluşturalım" demiş.
Kim kiminle birlikte ne oluşturacak Sami Bey?
Hiçbir şeyi tartışmaya yanaşmayan, iktidarın her ak dediğine ille kara diyen "katı ve kısır muhalefetle" mi altyapı oluşturulacak, hükümeti devirmek için her türlü namussuzluğu yapan puşt basınla mı, iktidar partisinin kapatılmasını şehvetle bekleyen postalcı aydınlarla mı, ideolojisi de tavrı da çok belli bürokrasi kodamanlarıyla mı?
Nedir o "altyapı" Sami Bey? Spor kulüplerinin "PAF takımı" gibi bir şey mi?
Yoksa oligarşi diktasını kırmak için oligarşiye mi danışılacak?
Sami Selçuk gibi bir adamın bile, "kendi 'kastının', yani kendi çevresinin, kendi zümresinin, kendi sınıfının çıkarları ve ayrıcalıkları tehlikeye girdiği zaman" hemen böyle bir tavır takınıvermesi son derece üzücüdür.
Biz sizi Türkiyeli sanmıştık, siz de "Ankaralı" çıktınız Sami Bey...