Başbakan Erdoğan'ı, Köşk'e çıkmaktan vazgeçirecek en temel mesele... Müstakbel Başbakanın durumu olacaktır.
Şöyle... Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduktan sonra, AK Parti elbette ona yürekten bağlı birini Parti Başkanı seçecek... Erdoğan da o kişiye Başbakanlık görevi verecek.
Sonra şöyle bir çalışma başlayacak: Cumhurbaşkanı Erdoğan sık sık Bakanlar Kurulu'na başkanlık edecek... Direktifler verecek... Başbakan ve Bakanlar da onun dediklerini yapacaklar... Böylece, hukuki altyapısı olmadığı için, "Türk usulü" dediğim bir Yarı-Başkanlık Sistemi yürümeye başlayacak.
Ancak Batı'nın yaklaşımı bu işleyişi bozabilir. Geçenlerde ABD'yi örnek vermiştim: "ABD'nin, her türlü ilişkiyi, Köşk'teki Erdoğan'ı görmezden gelerek, yeni Başbakanla kurma ihtimali var." (22 Nisan)
Almanya Cumhurbaşkanı Gauck'un ziyareti ise bu tahminime somut bir örnek oluşturdu. ODTÜ'de konuşan, DİSK Genel Sekreteri'nden feminist dernek başkanına, çok farklı kesimlerden kişilerle bir araya gelen CB Gauck, Başbakan Erdoğan'ı rahatsız eden mesajlar verdi.
AK Partililer, "Adeta Haşim Kılıç... Muhalefet lideri gibi nasıl konuşabilir" dediklerinde, cevap hazır: "Avrupa Birliği böyle bir şey..."
Dikkatinizi çekerim: Erdoğan başbakanken bunu yapan Batı, o Köşk'e çıktıktan sonra neler yapmaz! Bunlar dışarıdan görünenler; Erdoğan bir de olayların arka planına biliyor.
"Başbakan Erdoğan, hukuki altyapısı kurulmamış bir Yarı-Başkanlığı (şimdilik) istemeyebilir..." deyişim, işte bu yüzden. Yoksa mesele seçimi kazanmak- kazanmamak değil. Aklı keserse; girer ve kazanır.