İki gündür aramızda konuşuyoruz: İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın Şişhane'deki merkezi (Deniz Palas) satılsın mı, satılmasın mı?
Milliyet yazarı Güngör Uras, satılmasına karşı... "Sanatseverlerin katkılarıyla alınmış olan bu vakıf malı satılmaz" diyor özetle. Bense konuyu ilk duyduğumda, "Alınan bir mal, satılır da" demiştim.
Dün İKSV Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile konuştum. Bu sayede bazı verileri öğrendim. Şu anda vakfın 18 milyon dolar borcu var. Bu borç nedeniyle İKSV bazı etkinlikleri yapamıyor, sanatsal bazı riskleri alamıyor. Bu yüzden, tabiri caizse, taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışıyorlar.
Deniz Palas 50 milyon dolardan satılığa çıkartılacak. Bu para ile vakfın bütün borçları sıfırlanacak. Artık faiz ödeme baskısı kalmayacak. İKSV ise Eczacıbaşı Grubu'nun alacağı yeni bir binada çalışmalarını sürdürecek.
En önemlisi: Borçlar ödendikten sonra kalan parayla İKSV'ye gelir getirecek bazı yatırımlar (vakfiye) yapılacak.
Bu sayede sanatsal faaliyetlerde de çeşitlenme olacak, vakıf mesela eser üretiminde de rol alabilecek.
Deniz Palas satılır mı? Elbette satılır. Bu bir ekonomik değerlendirme meselesi. Alan ne yapar? Tarihi eseri yıkamayacağına göre; ne yaparsa yapar. Mesela otel olabilir. "Efendim alan AVM yapar" deniyor. Ben yurtdışında böyle tarihi binalar gördüm: Küçük bir AVM yapılmış olan da var, lokanta olan da... O noktada sorumluluk belediyeye ve ilgili bakanlıklara ait.
Benim için öncelik İKSV'nin faaliyetlerini sağlıklı bir mali yapıyla sürdürmesinde... Bu noktada bina sadece bir araçtan ibaret.