Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Hocaefendi rüzgârı: Şiir, müzik, ideoloji...

Son aylarda müzikten epey söz ettim. Ancak "şöyle güzeldi, böyle güzeldi" demek yerine icracıların ve seyircilerin hal ve gidişlerini anlatmaya uğraştım.
İşte bir tane daha: Bu kez yerli bir etkinliğe uzanıyoruz... Samanyolu Yayın Grubu, 20'nci yaşını salı akşamı özel bir konserle kutladı. Konserde Fethullah Gülen'in Kırık Mızrap adlı kitabında yer alan 14 şiirin besteleri seslendirildi.
İstanbul Kongre Merkezi'nin fuayesine girdiğimde ilk golü 'catering' ekibinden yedim. İçecek servisi yapan bir masaya yanaşıp su istedim. Yokmuş. Duvarın dibindeki sebilden kendim dolduracakmışım.
Kimi dostlarla sohbet ettik. Bazısı konsere kalmayıp gidecekti. Yani boy göstermeye gelmişlerdi. "Ben asıl müziği dinelemeye geldim" deyince çok şaşırdılar.
Kaldırım ve mağazalarda maruz kaldığımız puset saldırısı burada da devam ediyordu: Bazı kadınlar minik çocuklarını da getirmiş, pusetlerle ayakları eziyordu.
Bunun doğal devamını içeride yaşadık: Müziğin sesi yüksekken duyulmuyordu. Ama her ara verilişte bilhassa arka sıralardan yükselen çocuk viyaklamaları kulağımıza çarpıyordu.
Birileri bunun "kapalı mekânda gece konseri" olduğunu... "Kadınlar matinesi" olmadığını... Dolayısıyla çocukları getirmemeleri gerektiğini onlara anlatmalı.
Ama ben kadınları suçlamıyorum. Asıl kabahat erkeklerde. Çoğunlukla evde bırakıldıkları için kokteyl-konser adabını pek bilmiyor kadınlar. Biraz da müzikten söz edeyim:
Sempatik orkestra şefi Turhan Yükseler, Grup Tillo'nun çok güzel seslendirdiği 'Ya Resulallah'ı erken bitirdi. Parçanın devam ettiğini fark edince telaşlandı. Sendeledi. Notalar dağıldı. Neyse ki orkestra aksamadı.
Turgay Başyayla, 'Akıncı Türküsü'nde başarılıydı.
'Millet Ruhu'nu seslendiren Jale Pırıltı, ayrıca Hocaefendi'nin "Soyumun Şarkısı" şiirini okuyarak kendi reklamını yaptı: O şiirde "jale" (çiğ, kırağı) kelimesi geçiyor da!
Murat Göğebakan'da müthiş bir ajitasyon yeteneği var. Önüne bir kitle koyun, alıp götürsün.
'Dünya'yı söyleyen Azeri şarkıcı Azerin'e hayran kaldım. Şahane bir ses! Daha geniş sulara açılmalı.
Burak Kut fanlarından değilim. Ama 'Her Şey Sen'den, Sen Ganisin'i çok iyi söyledi.
Yeşil Pop ekolünden Ekrem Düzgünoğlu'nu da beğendim. 'Ezeli Nur'u ondan tekrar dinlemek isterim. (Gönlü devlet büyüklerine doğru coşkulu coşkulu akmasa da olur!)
İki iyi sanatçıyı bir araya getirmek, güzel bir düetin garantisi değildir. 'Beni Yalnız Bırakma'yı birlikte söyleyen Muazzez Ersoy ve Sami Özer buna örnektir. Maalesef birbirlerinin seslerini bozdular.
Unutmadan: Her fırsatta dini ve milli değerlerin vurgulandığı bir etkinlikte, ideolojileri kötülemek gülünç kaçtı. Onlarınki ideoloji de, seninki değil mi kardeşim?
Son söz: Eleştirilerim bir yana... Beklediğimden çok daha iyi bir konserdi. Hocaefendi'nin kalburaltı insanlarla başlattığı bir hareketi getirdiği nokta akıl alır gibi değil!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA