Bazen insanın akıl yürütmesi epey açıklayıcı oluyor. Bunu niye mi söylüyorum? Hatırlayın: Düşen uçakla ilgili birbirini tutmayan birçok açıklama yapılmıştı. Acaba o çelişkilerin kaynağı neydi?
Zaman gazetesi Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı kamuoyunun zihnini karıştıran bu çelişkili açıklamaları "iletişim kazası" olarak yorumlamıştı.
Ben de, özetle, bunun mümkün olmadığını... Dumanlı'nın olaya fazla iyi niyetli yaklaştığını... Çelişkinin, teknik bilginin bulunduğu yerden, yani askerden kaynaklanması gerektiğini söylemiştim. (17 Temmuz)
Aslında iki şık vardı ama olasılığı çok düşük olduğundan ikincisine değinmemiştim: Gerçeği öğrenmek isteyen kamuoyunu ya Askeriye yanıltıyordu ya da Hükümet...
Bence yanlış bilgi vermek Hükümet'in işine gelmezdi. Çünkü gerçekler ortaya çıktığında ciddi itibar kaybına uğrardı.
O halde çelişkili demeçlere, Askeriye'nin verdiği eksik, yanlış, saptırmalı bilgiler yol açıyordu.
Bence bu durumun kaynağı Genelkurmay da olamazdı. Çünkü GK Başkanı Org. Necdet Özel'in Hükümet'le ilişkisi iyiydi. Başbakan'ın otoritesini kabul etmişti.
Dünden beri çeşitli medya organlarında yer alan haberler, başta yaptığımız mantıksal çıkarımı destekler nitelikte. Öyle görülüyor ki alt kadrolardan yukarıya yanıltıcı bilgiler gitmiş.
Eğer işin içinde dezenformasyon varsa (ki buna kötü niyet denir)... Olayı nasıl değerlendireceğiz? Askerin siyasileri ve vatandaşları ilk aldatışı olmadığına göre... "Huylu huyundan vazgeçmez" mi? Yoksa Suriye'yle sıcak savaşa girmemiz için birileri arkadan ittiriyor mu?