YAHUDİLER, soykırım ya da jenosit (genocide) yerine "Holokost" kavramını tercih ediyor.
Böylece Nazi döneminde yapılan Yahudi soykırımını, "eşi-benzeri olmayan", "biricik", "tarihte tek" bir olay haline getiriyorlar.
Halbuki Birleşmiş Milletler'in yaptığı soykırım (jenosit) tanımına, "kısmen ya da tamamen yok edilen" başka halklar da giriyor. Yani 'Jenosit', 'Holokost'u biricik olmaktan çıkarıyor, tabiri caizse sulandırıyor.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, törendeki konuşmasında Nazilerin, Yahudilerle birlikte başka halkları da (Çingeneler, Polonyalılar, vd.) soykırıma uğrattığını söyledi.
"Keskin" Holokost kuramcıları, bundan hoşlanmamıştır ama Yahudi Cemaati'nin önde gelen simaları Mutlu'yu hararetle kutladı.
Holokost ya da soykırım... Konuşmalarda insanın yüreğini cız ettiren neydi biliyor musunuz?
O devasa katliamların, cahil-cühela takımı tarafından değil, iyi eğitim görmüş insanlar tarafından planlanıp, uygulanması...
Doktorlar, mühendisler, kimyagerler, askeri uzmanlar, sosyal bilimciler el ele vererek yaptı bu işi...
Hepsi diplomalıydı. İncelmiş zevkleri vardı: Resim yapanlar, müzik aleti çalanlar, felsefi meseleleri tartışanlar...
Ama "suçsuz-savunmasız" 6 milyon Yahudi'yi ve diğer halklardan en az 5 milyon kişiyi gözlerini kırpmadan öldürdüler işte.
Nazi dönemi bir tarih laboratuarıdır. Onu iyi bilirseniz, hümanizmin süslü laflarına kanmazsınız.
"Bir ....... asla bunu yapmaz" şeklindeki klişeyi her duyuşumda, tüylerim diken, diken olur!