Laf dilden açılmışken... Diller arasındaki asıl ayrımı, tek tek kelimeler değil, deyim ve tabirler yaratır.
Deyimleri ve tabirleri bilmemek ya da yanlış kullanmak, insanın başına iş açabilir.
Örneğin bir yazar geçenlerde Hayrünnisa Gül için "Cumhuriyetin eğreti gelini" demez mi? (Yine Hürriyet, yine Hayrünnisa Hanım!)
Eli ayağı karışmış halde özürler diledi. Amacı hakaret değilmiş: "Ailede kabul görmemiş, meşruiyeti eksik gelin" demek istemiş.
Eğretiyi biliyor adam. Gelini biliyor. Ama "delikanlıyı evliliğe hazırlamak için tutulmuş hayat kadını" anlamındaki "eğreti gelini" bilmiyor. (Halbuki filmi çevrildi, tartışıldı.)
Başka örnekler de var. Mesela Kadir Çöpdemir bir reklamda "kalıbı dinlendirmek" diyordu. Bu deyim "ölmek" anlamına gelir. Belli ki metin yazarının kurbanı olmuştu.
Örnek çok aslında... İleride değiniriz.