Bu satırlar yazılırken Milli Güvenlik Kurulu toplantısı henüz bitmemişti. Tahminim şöyle: Beklentilerin tersine, günlerdir konuştuğumuz Eylem Planı toplantıda enine boyuna ele alınmayacak. Niye mi?
Hatırlarsanız: Geçen haftaki basın toplantısında Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, belge konusunu MGK'ye taşıyacağını söyledi.
Ama... Bence Başbuğ bu fikrinden vazgeçti.
Çünkü sivil kanat, 28 Şubat 1997'deki MGK'de ter döken Erbakan ve arkadaşlarının konumunda değil.
Sivil siyasetçiler bu kez sadece yüksek oy oranına (çok önemli değil) değil, Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan ve Emniyet'ten akan malumata (çok çok önemli) sahip.
(Ben size lafı dolandırmadan söyleyeyim: Evet, günümüz Türkiye'sinde, demokratik rejimin bir teminatı da Emniyet'tir!)
Ayrıca Cumhurbaşkanlığı koltuğunda da oportünist Demirel oturmuyor. Şartlar çok değişti.
İşte size 'hayali' bir sahne:
Başbuğ, MGK'de, "Belgenin gerçek olduğunu nereden biliyorsunuz, biz araştırdık bulamadık" dediğinde...
'En iyisi siz bunu sayın XYZ Komutanına sorun' cevabını alırsa... Ne olacak?
Bence Başbuğ geçen gün asıl önemli görüşmeyi Başbakan ile değil, MİT Başkanı ile yaptı.
(Hatırlatma: 1999'da kurulan Ergenekon şebekesini 2002'de dönemin GK Başkanı'na haber veren de MİT'ti. Büyükbaşlar bazen ufka bakmaktan, ayaklarının dibinde olanları görmez.)
Özetle: Sorunu MGK toplantısında çözmeye kalkışmak, karizmanın çizilmesini göze almaktır ki askeriyedeki birlik ve beraberliğin o riski göğüsleyecek düzeyde olduğunu sanmıyorum.