MECLİS'TE yapılan tezkere görüşmelerini izlerken, Prusya ruhunun partilerimiz arasında dolaştığına şahit oldum.
CHP adına konuşan İstanbul milletvekili Şükrü Elekdağ, Clausewitz'in ünlü sözünden alıntı yaptı: "Savaş, politikanın başka araçlarla sürdürülmesidir."
Bir savaş filozofu, askeri kuramcı ve tarihçi olan Prusya subayı Carl von Clausewitz (1780-1831), bu sözüyle savaş ile siyaset arasında bir kopukluk değil, bir süreklilik olduğunu gösteriyordu.
AKP adına konuşan Grup Başkan Vekili ve Kocaeli milletvekili Nihat Ergün ise sık sık (hatta fazlasıyla sık!) "Politika bir imkânlar sanatıdır" dedi.
"Politika" ve "sanat" kelimeleri, çeşitli kişiler tarafından aynı cümle içinde veciz bir biçimde kullanılmıştır.
Bunlardan biri de, Ergün'ün andığı cümleyi dile getiren Prusyalı devlet adamı Otto von Bismarck'tır (1815-1898).
Bismarck bu lafıyla, siyasetin, belli bir hedefe varmak için, yapılması mümkün şeyleri hayatın zenginliği içinden bulup kullanmayı anlatıyor.
Tezkere vesilesiyle küçük çaplı da olsa bir savaşın gündeme geldiği şu ortamda aristokrat kökenli Prusyalılara gönderme yapılması olağan sayılmalı.
"Demokrasi" söz konusu olsaydı, alıntılar İngiliz ya da Amerikalı düşünürlerden yapılırdı.
Zaten Bakan Cemil Çiçek de hükümet adına konuşurken, "terörle savaşırken demokrasi içinde" kalacaklarının altını çizdi ve daha sonra sivil haklar için mücadele eden Amerikalı siyahi yazar Eldridge Cleaver'dan alıntı yaptı: "Ya sorunun bir parçasısın ya da çözümün..."
Yerli bir deyişle bitirelim: Dervişin fikri neyse, zikri de odur.