Türk ordusu Kuzey Irak'a girebilir mi? Elbette girebilir: Askere, tanka, helikoptere, uçağa sahip. Karar verildi mi, girer. Peki, hedefi ne olur?
"Bunu bilmeyecek ne var, hedefi elbette Kandil Dağı'nda üslenmiş olan PKK'dır" diyeceksiniz.
Zaten hükümetin hazırlayıp dün Meclis'e ilettiği tezkere de böyle diyor:
"Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, Irak'ın, PKK teröristlerinin yuvalandıkları kuzey bölgesi ile mücavir alanlara gönderilmesine..."
Yarın Meclis'in kapalı oturumunda görüşülüp tahminimce "oy çokluğu" ile kabul edilecek olan tezkere hakkında, Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek şöyle diyor:
"Tezkerenin hedefi sadece ve yalnızca PKK terör örgütüdür."
***
İyi de karşı tarafta PKK diye bir ' hedef' var mı? Doğrusunu isterseniz kuşkuluyum.
Geleneksel savaşta, yani iki devletin orduları aracılığıyla kapıştığı kanlı mücadelede "hedef" sorunu olmaz.
Belli bir plan kapsamında, karşına ne çıkarsa vurursun. Çünkü onların tümü düşmana aittir.
Buna karşılık, bir devlet ile bir gerilla oluşumunun karşılaştığı asimetrik savaşlarda, ciddi bir "hedef" sorunu oluyor.
Mesela Türk ordusu hücuma geçtiğinde vuracağı hedef ne olacak? PKK'nın barajı, elektrik santrali, limanı, havaalanı, uçağı, tankı yok ki...
Kandil Dağı'ndaki üç beş baraka mı hedef? Onları vursan ne olur, vurmasan ne olur?
Silahlarını toprağa gömüp, Kuzey Irak'taki halkın (" soydaşlarının ") arasına karışan teröristleri, kim nasıl bulup etkisiz hale getirecek? Adamın alnında "PKK" yazmıyor ki!
Diyelim ki bir grup PKK'lının bilmem ne köyünde saklandığı öğrenildi. Ne yapılacak?
Evler tek tek aranacak mı? Bu arada ateşlenen mavzerden çıkan kurşun, bir Mehmetçiği şehit ettiğinde, birliğimizin tavrı ne şekil alacak; köy ateşe mi verilecek?
Ölen kadın ve çocukların görüntüleri dünyaya " servis edildiğinde " Türkiye'nin cevabı ne olacak?
PKK, Kandil'in vurulmasını önemsemiyor. Çünkü Kandil ve civarı vurulurken, onlar orada olmayacak.
Zaten elemanlarından birkaç yüzünün çarpışmalarda öldürülmesi de hiç umurlarında değil. PKK'nın hayali, ordunun derinlere inerek batağa saplanması...
Böylece Kuzey Irak Kürt yönetimiyle, ardından da ABD ile kafa kafaya gelecek Türkiye. Avrupa Birliği'nden kaynaklanacak en azından diplomatik baskı da cabası... Hesapları bu.
***
Olayın başka boyutları da var. Mesela... Kuzey Irak operasyonu, tüm Güneydoğu'nun, 1990'lardaki gibi tekrar " militarize " olması demek. Yani bölgeyi fiili olarak askerler yönetmeye başlayacak.
Ancak sorumlu yine siviller olacak. Yani o bildik hikaye: Tokmak askerin elinde, davul ise hükümetin boynunda asılı...
İnşallah yanılırız da, olaylar Cemil Çiçek'in dediği gibi gelişir ve operasyonun " hudut, şümul (kapsam) , miktar ve zamanını " gerçekten hükümet belirler.
***
Tekrar başa dönersek...
Kuzey Irak operasyonunun en temel sorunlarından biri 'hedef' ise... Bazuka ile sivrisinekleri öldürmeye kalkışmak yerine iki koldan
harekete geçmek daha uygun görünüyor:
1) Özel yetiştirilmiş komandolar aracılığıyla Türkiye'nin içini güvenliğe almak. Bu daha önce yapıldı ve ciddi başarılar elde edildi. 2) Kuzey Irak yönetimini etkilemek. Laf dinlemezlerse icabında sopanın ucunu onlara göstermek...
Velhasıl: Tezkereyi cebe koyup ya Allah hücum etmeden önce; hem hükümetin, hem de ordunun yapacakları çok işi, alacakları çok tedbir var.