Bu soru bazen anlamlıdır, bazen değildir.
Mesela TESEV'in araştırmalarında, sonuçlar kendi görüşlerine 'aykırı' çıktığında, bazıları hemen sorar: " Neden şimdi? "
Halbuki o araştırma, yayın tarihinden iki-üç yıl önce başlamış; fikirdi, projeydi, uygulamaydı, yorumlamaydı derken ancak tamamlanmıştır.
Çok meraklıysanız, araştırmanın ilk adımlarının atıldığı dönemde ortaya atacaksınız soruyu. O vakit anlamlı olur.
Öte yandan 'Neden şimdi' sorusunun gerekli ve anlamlı olduğu olaylar da vardır. Bence Hrant Dink suikastı bunlardan biri.
Önce geçmişten bir örnek: 1998 yılının nisan ayı boyunca ve Mayıs başlarında İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal'a karşı bazı büyük medya kuruluşları adeta bir kampanya yürütmüştü.
Sonuç: Apaçık hedef gösterilen Akın Birdal, 12 Mayıs'ta vuruldu. Ağır yaralandı. Ölümden döndü.
Gelelim bugüne... Efendim, Hrant Dink'i öldüren Ogün Samast, internet sitesinde onun ' Türklüğe hakaret ettiğini' okumuş. Tepesi atmış, suikastı işlemiş.
Bazılarının iddia ettiği gibi, cinayetin ardında bir ' plan', bir ' zamanlama', bir ' başka niyet' yoksa... Yani Samast, " aklını ve vicdanını kör etmiş sert milliyetçi fikirlerle hareket eden bir delikanlı " ise... Eğer sadece bundan ibaret bir kişiyse...
O zaman cinayeti Hrant Dink'e ilişkin haberlerin ve dolayısıyla kışkırtmaların en yoğun olduğu mayıs, temmuz ya da eylül aylarında işlerdi. Olmadı, Fransız Meclisi'nin soykırımın inkârını suç olarak ilan ettiği, Türkiye'nin hop oturup hop kalktığı ekim ayında yapardı yapacağını.
Halbuki Samast bunu, Hrant Dink çevresinde oluşan gerilimin nispeten düştüğü bir dönemde gerçekleştirdi.
İşte bu yüzden suikastın ardında bir başka akıl olduğunu düşünmek zorundayız.