Şu sıralar İngiliz profesör, genetik uzmanı
Steve Jones'un ' Neredeyse Bir Balina' adlı kitabını okuyorum. Prof. Jones, Darwin'in ünlü çalışması ' Türlerin Kökeni'ni çağdaş bilimin bulguları ışığında yeniden ele alıyor.
Bazılarımız, insanoğlunun mikroplara ve virüslere karşı büyük bir zafer kazandığını sanır. Halbuki bizim geliştirdiğimiz silahlar (yani ilaç ve
aşılar ) onları daha da güçlendiriyor.
Jones, 1914 ile 1950 yılları arasında toplanan ve geçici olarak canlılıklarını yitirmiş zararlı bakterilerden oluşan Murray Koleksiyonu'ndan söz ediyor.
Koleksiyonda yer alan bakteriler yeniden canlandırıldığında, şimdi kullandığımız antibiyotiklerin onlara karşı gayet etkili olduğu görülüyor. Ancak aynı antibiyotikler günümüzün direnç kazanmış bakterilerine karşı başarısız kalıyor.
Bu durumda sürekli daha güçlü antibiyotikler üretmek zorunda kalıyoruz.
Çarpıcı bir örnek veriyor Prof. Jones: Antibiyotik kullanımının denetlendiği Norveç'te ' septicaemia' mikrobunun 500 soyundan sadece bir tanesi ilaca karşı dirençli.
Buna karşılık antibiyotiklerin denetimsizreçetesiz satıldığı Yunanistan'da aynı mikrobun 250 soyu, yani yarısı direnç geliştirmiş durumda.
Şu anda grip epey yaygın durumda. Eğer gribe yakalanırsam... Yukarıda anlattıklarımın ışığında... Hemen ilaçlara sarılmak yerine... Vücudumu güçlü tutmaya çalışmayı, C vitamini almayı ve dinlenmeyi tercih edeceğim.